Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu biçimde:
Türkiye son iki yılda havayolu, karayolu ve demiryolu altyapısın büyük ölçüde yenilemiştir.
Ülkemiz dünyanın en büyük 250 milletlerarası müteahhit listesinde 48 firmasıyla iftihar verici bir yerde bulunuyor. Tıpkı biçimde dünyanın en büyük 225 milletlerarası teknik müşavirler listesinde de 7 firma ile temsil ediliyoruz.
Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım periyodunda bu sayıların nasıl giderek arttığını, firmalarımızın dünyanın dört bir yanındaki çalışmalarına şahsen şahit olarak da takip ettim. Global ekonomik krizin en epey etkilediği alanların başında müteahhitlik kesiminin gelmesine karşın firmalarımızın ülkemizi muvaffakiyetle temsil etmeyi sürdürmelerinden memnuniyet duyuyoruz.
Projelerin ülkemizin merkezinde bulunduğu Avrupa, Asya, Orta Doğu coğrafyasında gerçekleştiriliyor olması bize öteki bir avantaj sağlayan tablodur. Ülkemizin büyük pastadan aldığı hissesi birinci etapta 175 milyar dolara çıkarmaya birlikte hedeflemeliyiz. Dövizden istihdama, teknoloji transferinden makine parkının geliştirilmesine kadar tüm imkanlarımızla desteklemeye devam edeceğiz.
Özellikle personellerin yurt haricindeki sıkıntılarıyla alakalı olarak birtakım avukatlık firmalarının alavare dalavere yapmak suretiyle güya haklarını alıp teslim edeceklermiş üzere durumları hiç gecikmeden Meclis’in yeni periyodunda yasal düzenleme ile bir adım atacağız. Bu mevzuyla ilgili olarak da Hazine ve Maliye Bakanımız hızla adımı atacaktır.
Biz bu çalışmaları yürütürken kimsenin kimliğiyle ilgilenmiyoruz. Bizim baktığımız tek konu ülkemize yaptığınız katkılardır. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için ülkemizin kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız.
Sizlerden bir ittifaka bir isme bir partiye değil, büyük vizyona hizmet vermenizi istiyorum. birtakım kimi kısır siyasi çekişmeler körüklenerek, birtakım bazı darbelerle ulusal iradeye oynanan oyunlar daima birebirdi. Bu sinsi tuzakların birçoklarına da düştüğümüz gerçektir. Biz sefer daha ülkemizin gayelerinden uzaklaştırılmasına müsaade veremeyiz. Problem ülkemizin bekasıdır.
Her ne kadar birileri felaket tellallığı yaparak milletimizin moralini bozmaya çalışsa da ülkemiz krizi fırsata çevirdi. Enflasyon diye kur diye sıkıntılarımız yok mu? Var lakin elimizdeki imkanlar ve fırsatlar o denli büyük ki yalnızca bunlara takılıp kalırsak ülkemize yazık ederiz. Birileri diyor ki üretim bitti, herkes perişan. Gerçek o denli mi? pekala tarımda hem hayli uygun rekolte ettiğimiz tıpkı vakitte verdiğimiz fiyatlarla üreticilerin yüzünü güldürdüğümüz bir periyot yaşıyoruz.
20 yıl evvel hayal edilemeyen hizmetler bugün günlük ömrümüzün rutini haline dönüşmüştür.
Hangi alanda ülkemizi Avrupa ya da dünya ile karşılaştırırsanız karşılaştırın terazide bizim olduğumuz taraf ağır basıyor. Onlardaki yüzde 9 enflasyonun iktisada tesiriyle bizdeki tıpkı değil. Biz gelir kayıplarını telafi ederek enflasyonun toplumsal tesirlerini azaltıyoruz. Biz ne bütçe disiplininden taviz verdik ne toplumsal yıkımların önünü açtık.
Türkiye son iki yılda havayolu, karayolu ve demiryolu altyapısın büyük ölçüde yenilemiştir.
Ülkemiz dünyanın en büyük 250 milletlerarası müteahhit listesinde 48 firmasıyla iftihar verici bir yerde bulunuyor. Tıpkı biçimde dünyanın en büyük 225 milletlerarası teknik müşavirler listesinde de 7 firma ile temsil ediliyoruz.
Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım periyodunda bu sayıların nasıl giderek arttığını, firmalarımızın dünyanın dört bir yanındaki çalışmalarına şahsen şahit olarak da takip ettim. Global ekonomik krizin en epey etkilediği alanların başında müteahhitlik kesiminin gelmesine karşın firmalarımızın ülkemizi muvaffakiyetle temsil etmeyi sürdürmelerinden memnuniyet duyuyoruz.
Projelerin ülkemizin merkezinde bulunduğu Avrupa, Asya, Orta Doğu coğrafyasında gerçekleştiriliyor olması bize öteki bir avantaj sağlayan tablodur. Ülkemizin büyük pastadan aldığı hissesi birinci etapta 175 milyar dolara çıkarmaya birlikte hedeflemeliyiz. Dövizden istihdama, teknoloji transferinden makine parkının geliştirilmesine kadar tüm imkanlarımızla desteklemeye devam edeceğiz.
Özellikle personellerin yurt haricindeki sıkıntılarıyla alakalı olarak birtakım avukatlık firmalarının alavare dalavere yapmak suretiyle güya haklarını alıp teslim edeceklermiş üzere durumları hiç gecikmeden Meclis’in yeni periyodunda yasal düzenleme ile bir adım atacağız. Bu mevzuyla ilgili olarak da Hazine ve Maliye Bakanımız hızla adımı atacaktır.
Biz bu çalışmaları yürütürken kimsenin kimliğiyle ilgilenmiyoruz. Bizim baktığımız tek konu ülkemize yaptığınız katkılardır. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için ülkemizin kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız.
Sizlerden bir ittifaka bir isme bir partiye değil, büyük vizyona hizmet vermenizi istiyorum. birtakım kimi kısır siyasi çekişmeler körüklenerek, birtakım bazı darbelerle ulusal iradeye oynanan oyunlar daima birebirdi. Bu sinsi tuzakların birçoklarına da düştüğümüz gerçektir. Biz sefer daha ülkemizin gayelerinden uzaklaştırılmasına müsaade veremeyiz. Problem ülkemizin bekasıdır.
Her ne kadar birileri felaket tellallığı yaparak milletimizin moralini bozmaya çalışsa da ülkemiz krizi fırsata çevirdi. Enflasyon diye kur diye sıkıntılarımız yok mu? Var lakin elimizdeki imkanlar ve fırsatlar o denli büyük ki yalnızca bunlara takılıp kalırsak ülkemize yazık ederiz. Birileri diyor ki üretim bitti, herkes perişan. Gerçek o denli mi? pekala tarımda hem hayli uygun rekolte ettiğimiz tıpkı vakitte verdiğimiz fiyatlarla üreticilerin yüzünü güldürdüğümüz bir periyot yaşıyoruz.
20 yıl evvel hayal edilemeyen hizmetler bugün günlük ömrümüzün rutini haline dönüşmüştür.
Hangi alanda ülkemizi Avrupa ya da dünya ile karşılaştırırsanız karşılaştırın terazide bizim olduğumuz taraf ağır basıyor. Onlardaki yüzde 9 enflasyonun iktisada tesiriyle bizdeki tıpkı değil. Biz gelir kayıplarını telafi ederek enflasyonun toplumsal tesirlerini azaltıyoruz. Biz ne bütçe disiplininden taviz verdik ne toplumsal yıkımların önünü açtık.