Midyeci Ahmet olayında kim haklı

semaver

New member
Birkaç gün önce midye deseniz aklıma İzmir, Karaburun’un sıcacık az baharatlı midyesi gelir, ‘Olsa da yesek’ falan derdim ama Midyeci Ahmet olayı yüzünden midyeden de soğudum. Hâlâ bilmeyen varsa özetleyeyim: Ahmet Çiçek ve eski eşi Deniz Çelebi yokluk içinde bir marka yaratıyorlar ki bu noktada hikâye çok tanıdık, çoğu Türk kadını eşi için aynı fedakârlığı yapmıştır, Deniz Hanım boynundaki altın kolyeyi çıkarıp satıyor ve eşine destek oluyor, gece-gündüz çalışıyorlar. Azim ve biraz da şans diyelim markaları yürüyor ama ne hikmetse mutlu çiftin ilişkisi durumlar düzelince bozuluyor, boşanıyorlar. Tazminat olarak da Deniz Çelebi merkez şubeyi alıyor. Ahmet Çiçek ise gidip o şubenin tam karşısına aynı isim ile başka dükkân açıyor. Bir yanda hak arayan bir kadın, diğer yanda ağlayıp masa yumruklayan eski eşi. Sizce kim haklı?