CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Temelli’de iftar buluşmasında konuştu. Kılıçdaroğlu, “3 milyon 447 bin abonenin elektriği kesildi. Yaklaşık 4 milyon abonenin elektriğinin kesilmesi demek; her hanede üç kişi yaşıyorsa, 12 milyon insanın elektriksiz bırakılması demek. 12 milyonun kaygısını kim lisana getirdi? 12 milyon kişinin hakkına kim sahip çıktı?” dedi.
Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, şunları söylemiş oldu:
“BİZİM HELALLEŞMEYE MUHTAÇLIĞIMIZ VAR”
“Bizim huzura, birlikte yaşamaya, kucaklaşmaya, helalleşmeye muhtaçlığımız var. Bizim yanlıştan dönmeye muhtaçlığımız var. Bizim birlikte huzur ortasında yaşamaya gereksinimimiz var. Allah nasip eder, sizler takviye verirseniz, ben bu memlekete huzuru, barışı, kardeşliği getireceğim. Hiç kimsenin inancını, ömür biçimi, kimliğinin sorgulanmayacağı bağımsız ve hoş bir Türkiye. Daima birlikte, birlikte yaşayacağız. her insanın inancına ve hayat biçimine hürmet göstereceğiz. bu biçimde birlikte yaşamanın, kucaklaşmanın ne kadar hoş olduğunu daima birlikte nazaranceğiz.
“HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAĞA AÇ GİRMEDİĞİ BİR TÜRKİYE’DEN YANAYIM”
Temelli’yi bilirim. Bu yoldan tekraren geçtim. Her geçişimde Temelli’de hoşlukların olduğunu da gördüm. Hoş bir yapay gölün oluştuğunu, etrafındaki masaları, piknik yapan insanları gördüm. Her görüşümde, ‘Ne kadar güzelleşiyor burası’ dedim. Lakin daha sonra Temelli, Temelli olmaktan çıktı. Aldılar, diğer bir yere bağladılar.
Bir yere not alın, not yazın. Allah’ın müsaadesiyle Temelli’yi Ankara’nın ilçesi haline getireceğiz. Sizler dayanak verirseniz Temelli’yi Ankara’nın ilçesi haline getireceğiz. Harikulade bir gelişme potansiyeli var. Hoş insanları var. Görüyorsunuz yolun üzerinde. Her türlü imkanı var. Organize sanayi bölgeleri var. niye burası bağımsız ve hoş bir ilçe olmuyor, Ankara’nın ilçesi olmuyor, neyi eksik Allah aşkına? Neyi eksik? Bana bir Allah’ın kulu çıksın desin ki ‘Şu eksik biz o yüzden ilçe yapmıyoruz.’ Diyecekler ki ‘Kaymakamı eksik.’ Vallahi kaymakamı atayacağız. Bunu söylerken şunu da tabir edeyim, ‘Bana oy verin onun için yapacağım’ değil. Oy verseniz de vermeseniz de ben burayı ilçe yapacağım. Hiç tasa etmeyin. Zira ben adalet, hak, hukuktan yanayım. Beşerler meskenlerinde rahat yaşasınlar ondan yanayım. hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’den yanayım.
“ELEKTRİĞİ KESİLEN AİLELERİN HAKKINI SAVUNDUM”
3 milyon 447 bin abonenin elektriği kesildi, geçen sene. ‘Elektrikler kesildi’ dendi, gazetelerde küçük haberler halinde yer aldı. Yaklaşık 4 milyon abonenin elektriğinin kesilmesi demek; her hanede üç kişi yaşıyorsa, 12 milyon insanın elektriksiz bırakılması demek. Ne demek, elektriksiz mesken? Elektriğiniz olmayacak, televizyon seyretmeyeceksiniz, buzdolabınız çalışmayacak, çamaşır makinanız çalışmayacak. Konuk hakikat dürüst gelmeyecek, çocuklar okula gidiyorsa ders çalışamayacak. Pekala 12 milyon insanın kaygısını kim lisana getirdi? 12 milyon kişinin hakkına kim sahip çıktı? Evet elektrik faturamı ödemedim, niye? Elektriği kesilen vatandaşın kederini bütün Türkiye’ye anlatmak için. Evet anlattım, bütün Türkiye biliyor mu? Evet, biliyor. Kimin hakkını savundum? Elektriği kesilen ailelerin. Kim Allah aşkına keyfinden elektriğini keser. Parası yok, pulu yok. Elektrik faturasını ödeyemiyor. Gittim, elektriği kesilen aileyi. ‘Üç çocuğum var, elektrikler kesildi, parayı ödeyemiyorum. Nasıl yaşayacağım, bu çocukları kim okutacak? Çocukların altında bezler var, bezleri kim yıkayacak? Elbiselerini kim yıkayacak? Çocuklar nasıl banyo yapacak?’ diyor. Bunların kederini bilmezseniz, siz nasıl siyaset yapacaksınız? Bunların kederine deva üretmezseniz, siz nasıl siyaset yapacaksınız?”
Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, şunları söylemiş oldu:
“BİZİM HELALLEŞMEYE MUHTAÇLIĞIMIZ VAR”
“Bizim huzura, birlikte yaşamaya, kucaklaşmaya, helalleşmeye muhtaçlığımız var. Bizim yanlıştan dönmeye muhtaçlığımız var. Bizim birlikte huzur ortasında yaşamaya gereksinimimiz var. Allah nasip eder, sizler takviye verirseniz, ben bu memlekete huzuru, barışı, kardeşliği getireceğim. Hiç kimsenin inancını, ömür biçimi, kimliğinin sorgulanmayacağı bağımsız ve hoş bir Türkiye. Daima birlikte, birlikte yaşayacağız. her insanın inancına ve hayat biçimine hürmet göstereceğiz. bu biçimde birlikte yaşamanın, kucaklaşmanın ne kadar hoş olduğunu daima birlikte nazaranceğiz.
“HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAĞA AÇ GİRMEDİĞİ BİR TÜRKİYE’DEN YANAYIM”
Temelli’yi bilirim. Bu yoldan tekraren geçtim. Her geçişimde Temelli’de hoşlukların olduğunu da gördüm. Hoş bir yapay gölün oluştuğunu, etrafındaki masaları, piknik yapan insanları gördüm. Her görüşümde, ‘Ne kadar güzelleşiyor burası’ dedim. Lakin daha sonra Temelli, Temelli olmaktan çıktı. Aldılar, diğer bir yere bağladılar.
Bir yere not alın, not yazın. Allah’ın müsaadesiyle Temelli’yi Ankara’nın ilçesi haline getireceğiz. Sizler dayanak verirseniz Temelli’yi Ankara’nın ilçesi haline getireceğiz. Harikulade bir gelişme potansiyeli var. Hoş insanları var. Görüyorsunuz yolun üzerinde. Her türlü imkanı var. Organize sanayi bölgeleri var. niye burası bağımsız ve hoş bir ilçe olmuyor, Ankara’nın ilçesi olmuyor, neyi eksik Allah aşkına? Neyi eksik? Bana bir Allah’ın kulu çıksın desin ki ‘Şu eksik biz o yüzden ilçe yapmıyoruz.’ Diyecekler ki ‘Kaymakamı eksik.’ Vallahi kaymakamı atayacağız. Bunu söylerken şunu da tabir edeyim, ‘Bana oy verin onun için yapacağım’ değil. Oy verseniz de vermeseniz de ben burayı ilçe yapacağım. Hiç tasa etmeyin. Zira ben adalet, hak, hukuktan yanayım. Beşerler meskenlerinde rahat yaşasınlar ondan yanayım. hiç bir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’den yanayım.
“ELEKTRİĞİ KESİLEN AİLELERİN HAKKINI SAVUNDUM”
3 milyon 447 bin abonenin elektriği kesildi, geçen sene. ‘Elektrikler kesildi’ dendi, gazetelerde küçük haberler halinde yer aldı. Yaklaşık 4 milyon abonenin elektriğinin kesilmesi demek; her hanede üç kişi yaşıyorsa, 12 milyon insanın elektriksiz bırakılması demek. Ne demek, elektriksiz mesken? Elektriğiniz olmayacak, televizyon seyretmeyeceksiniz, buzdolabınız çalışmayacak, çamaşır makinanız çalışmayacak. Konuk hakikat dürüst gelmeyecek, çocuklar okula gidiyorsa ders çalışamayacak. Pekala 12 milyon insanın kaygısını kim lisana getirdi? 12 milyon kişinin hakkına kim sahip çıktı? Evet elektrik faturamı ödemedim, niye? Elektriği kesilen vatandaşın kederini bütün Türkiye’ye anlatmak için. Evet anlattım, bütün Türkiye biliyor mu? Evet, biliyor. Kimin hakkını savundum? Elektriği kesilen ailelerin. Kim Allah aşkına keyfinden elektriğini keser. Parası yok, pulu yok. Elektrik faturasını ödeyemiyor. Gittim, elektriği kesilen aileyi. ‘Üç çocuğum var, elektrikler kesildi, parayı ödeyemiyorum. Nasıl yaşayacağım, bu çocukları kim okutacak? Çocukların altında bezler var, bezleri kim yıkayacak? Elbiselerini kim yıkayacak? Çocuklar nasıl banyo yapacak?’ diyor. Bunların kederini bilmezseniz, siz nasıl siyaset yapacaksınız? Bunların kederine deva üretmezseniz, siz nasıl siyaset yapacaksınız?”