CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Ankara’da bir konut inşaatında çalışan emekçilerle iftarda bir ortaya geldi. Kılıçdaroğlu, personellerin iftar yemeğinden yedi. Kılıçdaroğlu iftar sofrasında emekçilerle sohbet ederken, emekçiler de Kılıçdaroğlu’na keder yandı.
Kılıçdaroğlu ile iftar sofrasında konuşan personel, “Bir mesken kirası olmuş 1,5-2 bin lira. Faturalar da 400 liradan aşağıya gelmiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu ise ülkenin iktisadına değinerek, “Merkez Bankası’na para bastırıyorlar. Para basılacak ancak bir karşılık yok. O yüzden fiyatlar yüksek. ötürüsıyla iktisat çığırından çıkmış vaziyette” dedi.
ÇALIŞANLAR HAYAT PAHALILIĞINDAN SIKINTI YANDI
Hayat pahalılığından keder yanan bir öteki emekçi, ”Asgari fiyat ile markete girmişsen, bir olağan alış-veriş yapsan 400-500 liradan aşağı marketten çıkamıyorsun. Onda da istediğin her şeyi alıp götüremiyorsun çoluğuna çocuğuna.” kelamlarıyla sitem ederek Kılıçdaroğlu’na ”Bunun düzelmesinin yolu var mı?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu şu biçimde karşılık verdi:
”Var var. Bir devleti sağlıklı direktörüz için evvel planlama yapmanız lazım. Gelirim nedir, giderim nedir, hangi yatırımı yapacağım, istihdamı nasıl yaratacağım… Zira geriden bir genç ordusu geliyor. Onların da işi gücü olması lazım. Bir planlama yapmanız lazım. Siz de planlama yapıyorsunuz.
Devletin bir özelliği var. Devlet, yıllık olmanın haricinde 10 yıllık, 15 yıllık, hatta gelişmiş ülkeler 40 yıllık, 50 yıllık, 100 yıllık planlama yaparlar. Bu planlarını her yıl revize ederler. Dünyada bir gelişme olur, ona bakılırsa revize ederler. Bizde de bu biçimde bir kuruluş vardı. İsmi ‘Devlet Planlama Teşkilatı’, kapattılar. Artık siz gelirinizi masrafınızı denk etmezseniz, borç alıyorsanız, o borcu vadesi ile gelince ne kadar ödeyeceğim demezseniz; çiftçiyi üretimden koparırsanız, çiftçi ne yapıyor? Gübreye artırım veriyorsun. neden? Gübre fabrikalarını sattık, hepsini özelleştirdik. Niçin sattın? Çözülmeyecek hiç bir sorun yok. Türkiye’nin üretim zincirinin içine girmesi lazım. Her alanda üretim yapmak zorundayız. Gelir dağılımının istikrarlı olması lazım.
Konuşmasının akabinde Kılıçdaroğlu, personellerle iftar yaptı. “Çözülmeyecek hiç bir sorun yok” iletisi veren Kılıçdaroğlu, yemeğin akabinde konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Bu devleti kuranlar hayli sağlam temeller üzerine inşa etmişler. Çiftçiye ‘Buğdayı üret’ demişler. ‘Sen üret, tüccar düşük fiyata alırsa Toprak Mahsulleri olarak ben alırım’ demişler. Fındık için FİSKOBİRLİK’i kurmuşlar. Bu kurumları büsbütün yok ettiler. Badire orada başlıyor.”
“EKONOMİ ÇIĞRINDAN ÇIKTI”
Kılıçdaroğlu ile iftar sofrasında sohbet eden bir personel, “Bir konut kirası olmuş 1,5-2 bin lira. Faturalar da 400 liradan aşağıya gelmiyor” diye keder yandı.
Kılıçdaroğlu ise ülkenin iktisadına değinerek, “Merkez Bankası’na diyorlar, ‘Kâğıt para bas’ diyorlar. Para basınca bu sefer fiyatlar yükseliyor. ötürüsıyla iktisat çığırından çıkmış vaziyette. Bir de şu var, devlette işi ehline teslim edeceksin. Siz ne yapıyorsunuz? Diyelim ki musluğu takıyorsunuz, deseniz bana, ‘Sen de üniversiteyi bitirdin kardeşim, gel şu fayansı yap’ deseniz ben yapamam. Bu işi fayans ustası yapar. İşi ehline teslim etmek, bizim temel inancımızda da işin ideolojisinde de bu var.” dedi.
Kılıçdaroğlu ile iftar sofrasında konuşan personel, “Bir mesken kirası olmuş 1,5-2 bin lira. Faturalar da 400 liradan aşağıya gelmiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu ise ülkenin iktisadına değinerek, “Merkez Bankası’na para bastırıyorlar. Para basılacak ancak bir karşılık yok. O yüzden fiyatlar yüksek. ötürüsıyla iktisat çığırından çıkmış vaziyette” dedi.
ÇALIŞANLAR HAYAT PAHALILIĞINDAN SIKINTI YANDI
Hayat pahalılığından keder yanan bir öteki emekçi, ”Asgari fiyat ile markete girmişsen, bir olağan alış-veriş yapsan 400-500 liradan aşağı marketten çıkamıyorsun. Onda da istediğin her şeyi alıp götüremiyorsun çoluğuna çocuğuna.” kelamlarıyla sitem ederek Kılıçdaroğlu’na ”Bunun düzelmesinin yolu var mı?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu şu biçimde karşılık verdi:
”Var var. Bir devleti sağlıklı direktörüz için evvel planlama yapmanız lazım. Gelirim nedir, giderim nedir, hangi yatırımı yapacağım, istihdamı nasıl yaratacağım… Zira geriden bir genç ordusu geliyor. Onların da işi gücü olması lazım. Bir planlama yapmanız lazım. Siz de planlama yapıyorsunuz.
Devletin bir özelliği var. Devlet, yıllık olmanın haricinde 10 yıllık, 15 yıllık, hatta gelişmiş ülkeler 40 yıllık, 50 yıllık, 100 yıllık planlama yaparlar. Bu planlarını her yıl revize ederler. Dünyada bir gelişme olur, ona bakılırsa revize ederler. Bizde de bu biçimde bir kuruluş vardı. İsmi ‘Devlet Planlama Teşkilatı’, kapattılar. Artık siz gelirinizi masrafınızı denk etmezseniz, borç alıyorsanız, o borcu vadesi ile gelince ne kadar ödeyeceğim demezseniz; çiftçiyi üretimden koparırsanız, çiftçi ne yapıyor? Gübreye artırım veriyorsun. neden? Gübre fabrikalarını sattık, hepsini özelleştirdik. Niçin sattın? Çözülmeyecek hiç bir sorun yok. Türkiye’nin üretim zincirinin içine girmesi lazım. Her alanda üretim yapmak zorundayız. Gelir dağılımının istikrarlı olması lazım.
Konuşmasının akabinde Kılıçdaroğlu, personellerle iftar yaptı. “Çözülmeyecek hiç bir sorun yok” iletisi veren Kılıçdaroğlu, yemeğin akabinde konuşmasına şu biçimde devam etti:
“Bu devleti kuranlar hayli sağlam temeller üzerine inşa etmişler. Çiftçiye ‘Buğdayı üret’ demişler. ‘Sen üret, tüccar düşük fiyata alırsa Toprak Mahsulleri olarak ben alırım’ demişler. Fındık için FİSKOBİRLİK’i kurmuşlar. Bu kurumları büsbütün yok ettiler. Badire orada başlıyor.”
“EKONOMİ ÇIĞRINDAN ÇIKTI”
Kılıçdaroğlu ile iftar sofrasında sohbet eden bir personel, “Bir konut kirası olmuş 1,5-2 bin lira. Faturalar da 400 liradan aşağıya gelmiyor” diye keder yandı.
Kılıçdaroğlu ise ülkenin iktisadına değinerek, “Merkez Bankası’na diyorlar, ‘Kâğıt para bas’ diyorlar. Para basınca bu sefer fiyatlar yükseliyor. ötürüsıyla iktisat çığırından çıkmış vaziyette. Bir de şu var, devlette işi ehline teslim edeceksin. Siz ne yapıyorsunuz? Diyelim ki musluğu takıyorsunuz, deseniz bana, ‘Sen de üniversiteyi bitirdin kardeşim, gel şu fayansı yap’ deseniz ben yapamam. Bu işi fayans ustası yapar. İşi ehline teslim etmek, bizim temel inancımızda da işin ideolojisinde de bu var.” dedi.