AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Ümraniye Belediyesince düzenlenen Gençlik Buluşması’nda, okul senelerına ilişkin anıları gençlerle paylaştı.
Üniversitede okumak için İstanbul’a geldiğinde o günün koşullarında bu seyahatin 3 gün sürdüğünü anlatan Yıldırım, “İstanbul açık hava müzesi üzere bir kent, dünyada ortasından deniz geçen öbür kent yok. Farklı medeniyetlerin buluştuğu bir yer ve iki kıtayı birbirine bağlıyor. İstanbul’un meziyetlerini anlatmakla bitiremeyiz.” diye konuştu.
‘SIKINTILARINIZ, SIKINTILARINIZ OLABİLİR LAKİN…’
Yıldırım, Türkiye’de her zamankinden daha fazla birlik ve birlikteliğe muhtaçlık duyulduğunun altını çizerek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Sıkıntılarınız, meseleleriniz olabilir lakin şunu unutmayalım, vatanımız, bayrağımız ve devletimiz şayet olmazsa hiç bir şeyin manası yok. Bugün biroldukca ülke ve millet bu sorunu yaşıyor. Niçin o beşerler akın akın bize sığınıyorlar? Hayatlarını kurtarmak için. Durup dururken kim yerinden, yurdundan, acı, tatlı anılarının olduğu toprakları bırakıp, bilinmeze göç eder? 60’lı senelerdan 80’li senelera kadar bizim büyüklerimiz daha uygun bir gelecek için yurt dışına gittiler. Bir kısmı döndü fakat birden fazla yerleşik hale geldi. Orada kalmalılar ancak asimile olmadan kalmalılar. Entegre olabilir, kaynaşabilirler fakat kimliklerini, benliklerini asla kaybetmemeliler. Bu epeyce kıymetli.”
‘ANCAK DAVULUN SESİ UZAKTAN GÜZEL GELİR’
Okullara geniş bant internet bağladıklarını aktaran Yıldırım, bu niçinle EBA programlarının meselesiz devam ettiğini ve e-ticaretin arttığını söylemiş oldu.
Yıldırım, insanların ve toplumların hayatlarında vakit zaman zorlukların da yaşanabileceğini lisana getirerek, “Bu zorlukları aşmanın yolu birlik ve birlikte olmaktan geçiyor. Biroldukca gencimiz yurt haricinde gidip yerleşmek istiyormuş. Lakin davulun sesi uzaktan beğenilen gelir. Yurt haricinde da bulunmuş bir büyüğünüz olarak söylüyorum, bir müddet hoşunuza gidiyor lakin orada ülkenizden daha sıkıntı koşullarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Ayrımcılığa tabi tutuluyorsunuz, hiç bir biçimde sizi kabul etmiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Üniversitede okumak için İstanbul’a geldiğinde o günün koşullarında bu seyahatin 3 gün sürdüğünü anlatan Yıldırım, “İstanbul açık hava müzesi üzere bir kent, dünyada ortasından deniz geçen öbür kent yok. Farklı medeniyetlerin buluştuğu bir yer ve iki kıtayı birbirine bağlıyor. İstanbul’un meziyetlerini anlatmakla bitiremeyiz.” diye konuştu.
‘SIKINTILARINIZ, SIKINTILARINIZ OLABİLİR LAKİN…’
Yıldırım, Türkiye’de her zamankinden daha fazla birlik ve birlikteliğe muhtaçlık duyulduğunun altını çizerek, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Sıkıntılarınız, meseleleriniz olabilir lakin şunu unutmayalım, vatanımız, bayrağımız ve devletimiz şayet olmazsa hiç bir şeyin manası yok. Bugün biroldukca ülke ve millet bu sorunu yaşıyor. Niçin o beşerler akın akın bize sığınıyorlar? Hayatlarını kurtarmak için. Durup dururken kim yerinden, yurdundan, acı, tatlı anılarının olduğu toprakları bırakıp, bilinmeze göç eder? 60’lı senelerdan 80’li senelera kadar bizim büyüklerimiz daha uygun bir gelecek için yurt dışına gittiler. Bir kısmı döndü fakat birden fazla yerleşik hale geldi. Orada kalmalılar ancak asimile olmadan kalmalılar. Entegre olabilir, kaynaşabilirler fakat kimliklerini, benliklerini asla kaybetmemeliler. Bu epeyce kıymetli.”
‘ANCAK DAVULUN SESİ UZAKTAN GÜZEL GELİR’
Okullara geniş bant internet bağladıklarını aktaran Yıldırım, bu niçinle EBA programlarının meselesiz devam ettiğini ve e-ticaretin arttığını söylemiş oldu.
Yıldırım, insanların ve toplumların hayatlarında vakit zaman zorlukların da yaşanabileceğini lisana getirerek, “Bu zorlukları aşmanın yolu birlik ve birlikte olmaktan geçiyor. Biroldukca gencimiz yurt haricinde gidip yerleşmek istiyormuş. Lakin davulun sesi uzaktan beğenilen gelir. Yurt haricinde da bulunmuş bir büyüğünüz olarak söylüyorum, bir müddet hoşunuza gidiyor lakin orada ülkenizden daha sıkıntı koşullarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Ayrımcılığa tabi tutuluyorsunuz, hiç bir biçimde sizi kabul etmiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.