Anadolu Yayıncılar Derneği tarafınca hazırlanan “Anadolu Soruyor” programına TÜGVA Yüksek İstişare Konseyi Üyesi Bilal Erdoğan konuk olarak yer aldı. “Krizler daima devam ediyor.” diyen Erdoğan, “Özellikle 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında 2008 – 2009 krizi çabucak hemen bitmedi. O kriz sürüyor.” dedi.
Erdoğan, “Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor.” tabirlerini kullandı.
Lider Erdoğan; Anadolu Yayıncılar Derneği Lideri Sinan Burhan, Kon TV Genel Müdürü Mustafa Tatlısu, Çay TV Genel Yayın Direktörü Hasan Yavuz Bakır ve Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları Genel Yayın Direktörü Zeki Akbıyık’ın sorularını yanıtladı.
YAPTIĞIMIZ İŞLERİ KÜLTÜR İHYASI DİYE ÖZETLEYEBİLİRİZ
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri ve TÜGVA Yüksek İstişare Şurası Üyesi Bilal Erdoğan, “2 bin 500 çocuğa ulaşacağız. Burslu eğitim vereceğiz inşallah. Buradaki eğitimlerin yanında Türk Müziği eğitimi vereceğiz. Biz burada Türk müzik tarihinin zenginliğini çocuklarımıza kazandırmak istiyoruz. İstiyoruz ki yeni bestekarlar yetişsin, yeni icracılar yetişsin. İkinci sınıfta çocuklar enstrüman seçimi yapıyorlar. Ut, klasik kemençe, tambur, ney, kanun bu enstrümanları çocuklar hocalarıyla birlikte oturuorlar öğreniyorlar. Kültür bakanlığı sanatkarları burada bizimle birlikte. Çocuklarımız hakikatten kendi çaplarında beste yapabiliyorlar. Sanatkarlar da burayı epeyce beğeniyorlar. Burası aslında bir okuldan hayli bir kültür sanat müzesi. 13 tane hücre diyebileceğimiz müzik odamız var. Orada başka farklı dersler alınabiliyor. Yaşayan kültürümüzü ihya etmek için çalışıyoruz. Yaptığımız işleri kültür ihyası diye özetleyebiliriz” tabirlerini kullandı.
BİZİM İŞİMİZ SİYASET DEĞİL
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, “Ben seçerek, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olan, 20 yıldır Cumhurbaşkanı olan dünyadaki mazlum insanların oğlu olmayı ben seçmedim. Ben gurur duyarım farklı sorun. Onun ülkesinde, devrinde yaşamak benim için bir fırsat. Vakıf insanı söylemiş olduğiniz vakit bulunduğumuz yerden dikkat çekebilir miyim diye düşünüyorum. Biz önemli bir vakıf medeniyetinin temsilcileriyiz. Bizler güçlendirilmesine yönelik, şeffaf olmaya yönelik neler yapabiliriz çalışmaları yapıyoruz. 51’e dayanan geleneğin mirasçılarıyız biz. İlim Yayma Cemiyeti olarak. Biz tabi ki bu hizmetleri devam ettireceğiz. Bugün ulaştığımız öğrencinin vizyonu, savı, kalitesi 70 yıl öncesine kadar devasa yüksekliktelerde. Buraları kuran buralara emek veren beşerler; bu toprakları bize vatan yapan beşerler buralara itina göstermiş beşerler ve bu vakıfları kurmuşlar. Biz istemez miyiz en parlak çocuklarımız yeterli yetişsinler. Dışarının da bilgisini alsınlar lakin gelip ülkemizde yaşasınlar. Burada bizim ülkemize hizmet etsinler. Bizim vakıf insanlıksa yapmaya çalıştığımız bunlar. Allah yardımcımız olsun Siyasetçi ailenin ortasında olmaktan dolayı da pek fazlaca sorun oluyor. Kurumlarımız siyasi bir biçimde gösterilmeye çalışılıyor, siyasi gaye haline getiriliyor. Bizim işimiz siyaset değil ama” biçiminde konuştu.
GENÇLERE BURS VEREN KİM var ise BAŞIMIZIN TACIDIR
Lider Bilal Erdoğan, “Terörist; toplumla ilgili hayallerini, gayelerini, emellerini kamu malına ve insanlara ziyan vererek kumpastalar kuran bireylerdir. Sivil toplumda kendi uzmanlık alanındakiyle siyasete istikamet vermeye çalışabilir. Birlikler vardır, kooperatifler vardır. Kendi amacı her neyse siyaseti odur. Bizde eğitimle ilgili işler yapıyoruz. Siyasetle paylaşırız, kamuoyuna açıklarız. Gençlerle ilgili çalışmalarımız var. Toprağı vatan yapan kıymetler var. Niçin bu Anadolu? Niçin bu vatan? Niçin bunları konuşuyoruz. Sanıyor muyuz ki bizi biz yapan şeylerden soyutlandığımız vakit burası vatan olmaya devam edecek. Sivil toplumu maksat alan terör aksiyonları niçin TÜGVA’yı maksat alıyor? ‘Burada Bilal Erdoğan’ın bağlantısı mi var? Dur ben oraya bir şey diyeyim’ diyerek burayı maksat alıp siyaset yapmaya çalışıyorlar. Sivil toplumda hizmet eden, gençlere burs veren kim var ise başımızın tacıdır” dedi.
BATIDA ÇOK ÖNEMLİ BİR BOMBARDIMAN VAR
TÜGVA Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, “Gençlerimize burada Türk müziğinin aşağı üst 800’lü senelera varan tarihi nasıl gelişmiş, nerelerden bu günlere gelmişi anlatıyor. Bu müzeye gelen çocuk bu müzeyi gördüğü vakit bizim Türk sanat müziği deyip yüzüne bakmadığımız şey ne kadar zenginmiş diyerek etkileniyor. Bizim denetimimizin üzerinde epey baskın olan Batının kamuoyu üstündeki tesirleri en hayli çocukları maksat alıyor aslına bakarsanız. Her şeyde kendi kültürel öğelerini çocuklara veriyor. Çocuk onlardan etkilendiği için Batının müziğine akıyor. Lisedeki çocuk ‘tabi ki Batı gelişmiş, onların sanatı bizden iyi’ diye düşünüyor. Biz bir zenginliğin mirasçılarıyız. Okursun, öğrenirsin, geçersin. İslam dünyasının kıymetli noktasındaki Anadolu ve namzet değerlidir. Gençler bunu görüyorlar. Gençler bunu görür görmez medeniyet ihyasını görür görmez bağlanıyorlar. Ben gençliğimizin hayli düzgün olduğunu düşünüyorum. Son 300-400 yılda bu biçimde bir jenerasyon Anadolu’da olmamıştır. Bu kuşak Türkiye’nin 21. Yüz yıla damgasını verecek jenerasyondur. Bu çocukların manipüle edilmesi ile ilgili Batıda fazlaca önemli bir bombardıman var. Ben ergenlerden epey ümitliyim” diye konuştu.
ESKİ KÜLTÜRLERİN KAYBOLMASI İNSANLIK İÇİN KAYIP OLDUĞUNUN FARKINDA
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Erdoğan, “2012 yılında okçular vakfında başladığımız çalışmayla biz klasik okçulukla başladık. Bu klasik okçuluğu yaparken 2015 yılında Kırgızistan’dan bir takım geldi. Dediler ki ‘biz bir Dünya Etnospor Federasyonu kuralım siz başına gelin.’ Benim buna sahip çıkmamdaki şey kültürel ihya oldu. Federasyonun gayesi dünyadaki büyün sporların ihyası. Dünyadaki bütün sporların var olmalarını tetiklemeye çalışıyoruz. Onların da kendi kültürleri var. Büyük spor sanayisi karşısında yaşayamadılar. Cirit’imizi kıl hissesi kurtardık. Klasik okçuluğumuzu uçurumun kenarından aldık. Federasyon kuruldu. 5 binin üzerinde lisanslı atlete ulaştık. Birinci 20 içine girdik. Ortaya salgının girmesi 2 sene aktiflik yapmamızda değerli düşüş oldu. Beşerler birinci sefer kimi sporları bizimle gördü. Yağlı güreşlerimiz inanılmaz bir trendde. 65 federasyon kuruldu. Bunların ortasında 1 tane klâsik spor vardı. Artık 4 tane oldu klasik spor kolu. Artık Batı medeniyetinin bayrağı diğerine devredeceği bir periyoda giriyoruz. Avrupa’dan dahil üyelerimiz var. Herke eski kültürlerin kaybolmasının insanlık için kayıp olduğunun farkında. Olağanda stadyumlar, kapalı spor salonları büyük yatırımlar. Lakin klasik spor tesisleri o denli değil. Biz burada ahşaba ehemmiyet veriyoruz, ahşaba değer veriyoruz. Bize bir yeşil alan lazım, bir salon lazım. Kolay yapılıyor” diye tabir etti.
BİZİM KÜLTÜR TARİHİMİZİN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ VAR
TÜGVA Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Erdoğan, “Artık aile mefhumu yok olmaya başladı Batı’da. Dünya hakikaten yeni bir medeniyet, yeni bir hayat, toplumsal yapılanma anlayışına muhtaç. Bununla ilgili bizim kültür tarihimizin büyük zenginliği var. Daha epeyce insanın bununla ilgili hassaslık oluşturmasını sağlamak için bir araç” dedi.
BENİM DEVLETLE İŞİM YOK
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, “Tabi ki vakit zaman kendimi şöyleki teselli ediyorum ‘kişi kişiyi kendi üzere bilir’ derler. Medya diye bir şey var. Magazin diye bir şey var. Allah tecessüsü yasaklıyor bize. Kapalıyı araştırmak, öteki insanlara haddinin ötesinde ilgi göstermek diye. İnsanlarda bu var. Beşerler Cumhurbaşkanının ailesini, oğlunu konuşurlar. İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor. Ben birinci gelirime lise son sınıftayken başladım. Orada bir süre çalıştım. bu biçimde biz kat sayı mağduru olduğumuz için okulu asıyorduk bu biçimde şantiyeye gidiyorduk. Amerika’ya gittim daha sonra. Orada para kazanmak için değil lakin çeşitli aktiviteler yaptım. Dünya Bankası’nda 2 yıl çalıştım. Doktoraya başladığımda asistanlık yaptım. Ders asistanlığı yaptım. Bunun üzerine de dövizle askerlik yapma hakkı elde ettim. Bunu da yaptım. 3 yıldan fazla yurt haricinden çok çalışan şahıslara tanınan bir hak. Bunu sordum da; ben başbakanın oğluyum. Gidip askerlik yapsam uygun olur mu diye. Dediler bu hak kimde olsa kullanır. daha sonrasında bir lokanta işine girdik lisedeki arkadaşlarımla birlikte. Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum uygundur. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. bu türlü hamt olsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim besin ilerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Vaktimin birçok vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor” sözlerine yer verdi.
2008 – 2009 KRİZİ ŞİMDİ BİTMEDİ
TÜGVA Yüksek İstişare Şurası Üyesi Erdoğan, “Krizler daima devam ediyor. Tabirimi maruz görün; Kaşarlandı diyorlar, dirençli diyorlar. Bilhassa 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında 2008 – 2009 krizi çabucak hemen bitmedi. O kriz sürüyor. Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor. Bir sürü birlik kurulmuş. Artık Birleşmiş Milletler bir karar alamıyor, meseleleri çözemiyor. UNESCO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar hepsinin temelleri çatırdıyor. Türkiye’de bilhassa savaş devreye girince güç maliyetlerinden ötürü etkilendik. Türkiye geçen sene sübvansiyon yaptı. Sübvansiyon yapıldığı vakit da vatandaş anlamıyor. Bu bu biçimde gitmeyecek dedi ‘vatandaşa biz bunu yansıtacağız’ dedi. Buna vatandaşın reaksiyon göstermesi çok olağan. Bu yaşadığımız ekonomik kriz ve devamının Türkiye için bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Bu fırsattan biz Türkiye olarak güçlenerek çıkabiliriz. Nedir? Başımızdaki iktidarın bunları çözebilecek, geçmişte de çözmüş olması. kuvvetli bir başkan olması, kriz devrinde başarmış bir önderimiz olması. Bu olsaydı bizim de boştu aslına bakarsan. Allah’ın müsaadesiyle Tayyip Erdoğan kimsenin açta açıkta kalmasına müsaade edecek bir önder değil. Ben bunu oğlu olarak söylüyorum. Nasıl ki salgın devrinde vatandaşlara yardımlarda bulundu. Öteki ülkeler ekonomilerini soğutma yçnünde ilerlerken Türkiye ihracat istikametinde ilerliyor. Bir geri çekilme, daha sonrasında atak evresine gidileceğini düşünüyorum” sözlerini kullandı.
GENÇLERİMİZ ARGÜMAN SAHİBİ TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDİYOR
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Erdoğan, “Daha epey sorumluluk yüklüyr. Bunu hangi gence sorsan zorluk der. Rahat olmak ister, kimsenin tanımamasını, bilmemesini ister. Biz daima tanınarak yaşadık. Ben Tayyip Erdoğan’ın oğlu olduğum için değil, onun devrinde yaşadığım için şanslı hissediyorum kendimi. Siyaset; bir ülkenin önünün açılması demek. Gençler bu manada hayli şanslı. Gençler yurt dışına gitmek görmek, gezmek ve işe girmek istiyorlar. Bir genç bana geçen gün dedi ki ‘gönderin gitsin görsünler, o denli geri gelsinler.’ Sanıyor musunuz ki Almanya’da 3 bin Euro kazanan biri burada 50 bin lirayla yaşayan üzere yaşıyor mu? burada 50 bin lira olan geliri güçlü. Fakat orada 3 bin Euro alan kişi zorla geçiniyor tahminen de. Bir gencimiz gitsin, Amerika’da tam burs kazanacak biçimde muvaffakiyet yaptın, gelsin ülkesine hizmet etsin Selçuk Bayraktar’lar üzere, ülkemize hizmet etsin. Toplumsal bilimlerde önemli bir literatürümüz var aslında. Osmanlı devrinden bugüne çevrilmeyen hala okunmayanlar var. Osmanlı bu Batılılaşmayı nasıl yaşamadı? O gün ki kuralları bizim bilmemiz var. Gençlerimiz tez sahibi Türkiye’yi tercih ediyor” biçiminde konuştu.
GENÇLER TELEFONLA ÖZGÜR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR
Lider Bilal Erdoğan, “Bugünün gençlerine ver sorumluluğu, ver imkanı her şeyi yapıyor. Bu bir imtihan devri gençlik için. Dünya tarihinde irtibat birinci kere nüfus ediyor bireylere. Gençler telefonla tanıştıktan daha sonra özgür olduğunu düşünürken köle oldurtmaya çalışıyorlar bunu anlasalar kâfi. Biz dinamizme yapma etme diyerek durdurmaya çalışırsak unutun 22. Yüz yılın gelişen ülkesini. Türk dünyası Sovyetlerin dağılmasından bu yana birbiriyle irtibatlı. ötürüsıyla dünya göçebe oyunları Eylül ayının sonunda İznik’te gerçekleştirilecek. 80 civarında ülkenin katıldığı bir oyun olacak. Ülkeler ortası hukuku geliştirmede bu oyunlar hoş bir rol oynadı. Oynamaya da devam edecek” dedi.
Erdoğan, “Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor.” tabirlerini kullandı.
Lider Erdoğan; Anadolu Yayıncılar Derneği Lideri Sinan Burhan, Kon TV Genel Müdürü Mustafa Tatlısu, Çay TV Genel Yayın Direktörü Hasan Yavuz Bakır ve Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları Genel Yayın Direktörü Zeki Akbıyık’ın sorularını yanıtladı.
YAPTIĞIMIZ İŞLERİ KÜLTÜR İHYASI DİYE ÖZETLEYEBİLİRİZ
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri ve TÜGVA Yüksek İstişare Şurası Üyesi Bilal Erdoğan, “2 bin 500 çocuğa ulaşacağız. Burslu eğitim vereceğiz inşallah. Buradaki eğitimlerin yanında Türk Müziği eğitimi vereceğiz. Biz burada Türk müzik tarihinin zenginliğini çocuklarımıza kazandırmak istiyoruz. İstiyoruz ki yeni bestekarlar yetişsin, yeni icracılar yetişsin. İkinci sınıfta çocuklar enstrüman seçimi yapıyorlar. Ut, klasik kemençe, tambur, ney, kanun bu enstrümanları çocuklar hocalarıyla birlikte oturuorlar öğreniyorlar. Kültür bakanlığı sanatkarları burada bizimle birlikte. Çocuklarımız hakikatten kendi çaplarında beste yapabiliyorlar. Sanatkarlar da burayı epeyce beğeniyorlar. Burası aslında bir okuldan hayli bir kültür sanat müzesi. 13 tane hücre diyebileceğimiz müzik odamız var. Orada başka farklı dersler alınabiliyor. Yaşayan kültürümüzü ihya etmek için çalışıyoruz. Yaptığımız işleri kültür ihyası diye özetleyebiliriz” tabirlerini kullandı.
BİZİM İŞİMİZ SİYASET DEĞİL
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, “Ben seçerek, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olan, 20 yıldır Cumhurbaşkanı olan dünyadaki mazlum insanların oğlu olmayı ben seçmedim. Ben gurur duyarım farklı sorun. Onun ülkesinde, devrinde yaşamak benim için bir fırsat. Vakıf insanı söylemiş olduğiniz vakit bulunduğumuz yerden dikkat çekebilir miyim diye düşünüyorum. Biz önemli bir vakıf medeniyetinin temsilcileriyiz. Bizler güçlendirilmesine yönelik, şeffaf olmaya yönelik neler yapabiliriz çalışmaları yapıyoruz. 51’e dayanan geleneğin mirasçılarıyız biz. İlim Yayma Cemiyeti olarak. Biz tabi ki bu hizmetleri devam ettireceğiz. Bugün ulaştığımız öğrencinin vizyonu, savı, kalitesi 70 yıl öncesine kadar devasa yüksekliktelerde. Buraları kuran buralara emek veren beşerler; bu toprakları bize vatan yapan beşerler buralara itina göstermiş beşerler ve bu vakıfları kurmuşlar. Biz istemez miyiz en parlak çocuklarımız yeterli yetişsinler. Dışarının da bilgisini alsınlar lakin gelip ülkemizde yaşasınlar. Burada bizim ülkemize hizmet etsinler. Bizim vakıf insanlıksa yapmaya çalıştığımız bunlar. Allah yardımcımız olsun Siyasetçi ailenin ortasında olmaktan dolayı da pek fazlaca sorun oluyor. Kurumlarımız siyasi bir biçimde gösterilmeye çalışılıyor, siyasi gaye haline getiriliyor. Bizim işimiz siyaset değil ama” biçiminde konuştu.
GENÇLERE BURS VEREN KİM var ise BAŞIMIZIN TACIDIR
Lider Bilal Erdoğan, “Terörist; toplumla ilgili hayallerini, gayelerini, emellerini kamu malına ve insanlara ziyan vererek kumpastalar kuran bireylerdir. Sivil toplumda kendi uzmanlık alanındakiyle siyasete istikamet vermeye çalışabilir. Birlikler vardır, kooperatifler vardır. Kendi amacı her neyse siyaseti odur. Bizde eğitimle ilgili işler yapıyoruz. Siyasetle paylaşırız, kamuoyuna açıklarız. Gençlerle ilgili çalışmalarımız var. Toprağı vatan yapan kıymetler var. Niçin bu Anadolu? Niçin bu vatan? Niçin bunları konuşuyoruz. Sanıyor muyuz ki bizi biz yapan şeylerden soyutlandığımız vakit burası vatan olmaya devam edecek. Sivil toplumu maksat alan terör aksiyonları niçin TÜGVA’yı maksat alıyor? ‘Burada Bilal Erdoğan’ın bağlantısı mi var? Dur ben oraya bir şey diyeyim’ diyerek burayı maksat alıp siyaset yapmaya çalışıyorlar. Sivil toplumda hizmet eden, gençlere burs veren kim var ise başımızın tacıdır” dedi.
BATIDA ÇOK ÖNEMLİ BİR BOMBARDIMAN VAR
TÜGVA Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, “Gençlerimize burada Türk müziğinin aşağı üst 800’lü senelera varan tarihi nasıl gelişmiş, nerelerden bu günlere gelmişi anlatıyor. Bu müzeye gelen çocuk bu müzeyi gördüğü vakit bizim Türk sanat müziği deyip yüzüne bakmadığımız şey ne kadar zenginmiş diyerek etkileniyor. Bizim denetimimizin üzerinde epey baskın olan Batının kamuoyu üstündeki tesirleri en hayli çocukları maksat alıyor aslına bakarsanız. Her şeyde kendi kültürel öğelerini çocuklara veriyor. Çocuk onlardan etkilendiği için Batının müziğine akıyor. Lisedeki çocuk ‘tabi ki Batı gelişmiş, onların sanatı bizden iyi’ diye düşünüyor. Biz bir zenginliğin mirasçılarıyız. Okursun, öğrenirsin, geçersin. İslam dünyasının kıymetli noktasındaki Anadolu ve namzet değerlidir. Gençler bunu görüyorlar. Gençler bunu görür görmez medeniyet ihyasını görür görmez bağlanıyorlar. Ben gençliğimizin hayli düzgün olduğunu düşünüyorum. Son 300-400 yılda bu biçimde bir jenerasyon Anadolu’da olmamıştır. Bu kuşak Türkiye’nin 21. Yüz yıla damgasını verecek jenerasyondur. Bu çocukların manipüle edilmesi ile ilgili Batıda fazlaca önemli bir bombardıman var. Ben ergenlerden epey ümitliyim” diye konuştu.
ESKİ KÜLTÜRLERİN KAYBOLMASI İNSANLIK İÇİN KAYIP OLDUĞUNUN FARKINDA
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Erdoğan, “2012 yılında okçular vakfında başladığımız çalışmayla biz klasik okçulukla başladık. Bu klasik okçuluğu yaparken 2015 yılında Kırgızistan’dan bir takım geldi. Dediler ki ‘biz bir Dünya Etnospor Federasyonu kuralım siz başına gelin.’ Benim buna sahip çıkmamdaki şey kültürel ihya oldu. Federasyonun gayesi dünyadaki büyün sporların ihyası. Dünyadaki bütün sporların var olmalarını tetiklemeye çalışıyoruz. Onların da kendi kültürleri var. Büyük spor sanayisi karşısında yaşayamadılar. Cirit’imizi kıl hissesi kurtardık. Klasik okçuluğumuzu uçurumun kenarından aldık. Federasyon kuruldu. 5 binin üzerinde lisanslı atlete ulaştık. Birinci 20 içine girdik. Ortaya salgının girmesi 2 sene aktiflik yapmamızda değerli düşüş oldu. Beşerler birinci sefer kimi sporları bizimle gördü. Yağlı güreşlerimiz inanılmaz bir trendde. 65 federasyon kuruldu. Bunların ortasında 1 tane klâsik spor vardı. Artık 4 tane oldu klasik spor kolu. Artık Batı medeniyetinin bayrağı diğerine devredeceği bir periyoda giriyoruz. Avrupa’dan dahil üyelerimiz var. Herke eski kültürlerin kaybolmasının insanlık için kayıp olduğunun farkında. Olağanda stadyumlar, kapalı spor salonları büyük yatırımlar. Lakin klasik spor tesisleri o denli değil. Biz burada ahşaba ehemmiyet veriyoruz, ahşaba değer veriyoruz. Bize bir yeşil alan lazım, bir salon lazım. Kolay yapılıyor” diye tabir etti.
BİZİM KÜLTÜR TARİHİMİZİN BÜYÜK ZENGİNLİĞİ VAR
TÜGVA Yüksek İstişare Heyeti Üyesi Erdoğan, “Artık aile mefhumu yok olmaya başladı Batı’da. Dünya hakikaten yeni bir medeniyet, yeni bir hayat, toplumsal yapılanma anlayışına muhtaç. Bununla ilgili bizim kültür tarihimizin büyük zenginliği var. Daha epeyce insanın bununla ilgili hassaslık oluşturmasını sağlamak için bir araç” dedi.
BENİM DEVLETLE İŞİM YOK
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, “Tabi ki vakit zaman kendimi şöyleki teselli ediyorum ‘kişi kişiyi kendi üzere bilir’ derler. Medya diye bir şey var. Magazin diye bir şey var. Allah tecessüsü yasaklıyor bize. Kapalıyı araştırmak, öteki insanlara haddinin ötesinde ilgi göstermek diye. İnsanlarda bu var. Beşerler Cumhurbaşkanının ailesini, oğlunu konuşurlar. İngiltere Kraliyet ailesini herkes konuşuyor. Ben birinci gelirime lise son sınıftayken başladım. Orada bir süre çalıştım. bu biçimde biz kat sayı mağduru olduğumuz için okulu asıyorduk bu biçimde şantiyeye gidiyorduk. Amerika’ya gittim daha sonra. Orada para kazanmak için değil lakin çeşitli aktiviteler yaptım. Dünya Bankası’nda 2 yıl çalıştım. Doktoraya başladığımda asistanlık yaptım. Ders asistanlığı yaptım. Bunun üzerine de dövizle askerlik yapma hakkı elde ettim. Bunu da yaptım. 3 yıldan fazla yurt haricinden çok çalışan şahıslara tanınan bir hak. Bunu sordum da; ben başbakanın oğluyum. Gidip askerlik yapsam uygun olur mu diye. Dediler bu hak kimde olsa kullanır. daha sonrasında bir lokanta işine girdik lisedeki arkadaşlarımla birlikte. Bugün benim mal varlığımdaki ekonomik durumum uygundur. Benim devletle işim yok. Kendi işim restoran işidir. Aile üyeleri olarak inşaat işleri olan devletle işi olmayan, ihaleye girmeyen yerimiz var. bu türlü hamt olsun kendimize gelecek gelirlerimiz var. Benim besin ilerindeki ortaklarım bu işleri takip eder. Vaktimin birçok vakıf işleriyle uğraşmakla geçiyor” sözlerine yer verdi.
2008 – 2009 KRİZİ ŞİMDİ BİTMEDİ
TÜGVA Yüksek İstişare Şurası Üyesi Erdoğan, “Krizler daima devam ediyor. Tabirimi maruz görün; Kaşarlandı diyorlar, dirençli diyorlar. Bilhassa 2008-2009 krizi aslında 1929 büyük buhranından beri yaşanan en büyük kriz. Aslında 2008 – 2009 krizi çabucak hemen bitmedi. O kriz sürüyor. Salgın geldi krizi besledi, savaş geldi krizi besledi. Dünya yapısal sorun olduğu için krizlerden kurtulamıyor. Bir sürü birlik kurulmuş. Artık Birleşmiş Milletler bir karar alamıyor, meseleleri çözemiyor. UNESCO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar hepsinin temelleri çatırdıyor. Türkiye’de bilhassa savaş devreye girince güç maliyetlerinden ötürü etkilendik. Türkiye geçen sene sübvansiyon yaptı. Sübvansiyon yapıldığı vakit da vatandaş anlamıyor. Bu bu biçimde gitmeyecek dedi ‘vatandaşa biz bunu yansıtacağız’ dedi. Buna vatandaşın reaksiyon göstermesi çok olağan. Bu yaşadığımız ekonomik kriz ve devamının Türkiye için bir fırsat sunduğunu düşünüyorum. Bu fırsattan biz Türkiye olarak güçlenerek çıkabiliriz. Nedir? Başımızdaki iktidarın bunları çözebilecek, geçmişte de çözmüş olması. kuvvetli bir başkan olması, kriz devrinde başarmış bir önderimiz olması. Bu olsaydı bizim de boştu aslına bakarsan. Allah’ın müsaadesiyle Tayyip Erdoğan kimsenin açta açıkta kalmasına müsaade edecek bir önder değil. Ben bunu oğlu olarak söylüyorum. Nasıl ki salgın devrinde vatandaşlara yardımlarda bulundu. Öteki ülkeler ekonomilerini soğutma yçnünde ilerlerken Türkiye ihracat istikametinde ilerliyor. Bir geri çekilme, daha sonrasında atak evresine gidileceğini düşünüyorum” sözlerini kullandı.
GENÇLERİMİZ ARGÜMAN SAHİBİ TÜRKİYE’Yİ TERCİH EDİYOR
Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Erdoğan, “Daha epey sorumluluk yüklüyr. Bunu hangi gence sorsan zorluk der. Rahat olmak ister, kimsenin tanımamasını, bilmemesini ister. Biz daima tanınarak yaşadık. Ben Tayyip Erdoğan’ın oğlu olduğum için değil, onun devrinde yaşadığım için şanslı hissediyorum kendimi. Siyaset; bir ülkenin önünün açılması demek. Gençler bu manada hayli şanslı. Gençler yurt dışına gitmek görmek, gezmek ve işe girmek istiyorlar. Bir genç bana geçen gün dedi ki ‘gönderin gitsin görsünler, o denli geri gelsinler.’ Sanıyor musunuz ki Almanya’da 3 bin Euro kazanan biri burada 50 bin lirayla yaşayan üzere yaşıyor mu? burada 50 bin lira olan geliri güçlü. Fakat orada 3 bin Euro alan kişi zorla geçiniyor tahminen de. Bir gencimiz gitsin, Amerika’da tam burs kazanacak biçimde muvaffakiyet yaptın, gelsin ülkesine hizmet etsin Selçuk Bayraktar’lar üzere, ülkemize hizmet etsin. Toplumsal bilimlerde önemli bir literatürümüz var aslında. Osmanlı devrinden bugüne çevrilmeyen hala okunmayanlar var. Osmanlı bu Batılılaşmayı nasıl yaşamadı? O gün ki kuralları bizim bilmemiz var. Gençlerimiz tez sahibi Türkiye’yi tercih ediyor” biçiminde konuştu.
GENÇLER TELEFONLA ÖZGÜR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR
Lider Bilal Erdoğan, “Bugünün gençlerine ver sorumluluğu, ver imkanı her şeyi yapıyor. Bu bir imtihan devri gençlik için. Dünya tarihinde irtibat birinci kere nüfus ediyor bireylere. Gençler telefonla tanıştıktan daha sonra özgür olduğunu düşünürken köle oldurtmaya çalışıyorlar bunu anlasalar kâfi. Biz dinamizme yapma etme diyerek durdurmaya çalışırsak unutun 22. Yüz yılın gelişen ülkesini. Türk dünyası Sovyetlerin dağılmasından bu yana birbiriyle irtibatlı. ötürüsıyla dünya göçebe oyunları Eylül ayının sonunda İznik’te gerçekleştirilecek. 80 civarında ülkenin katıldığı bir oyun olacak. Ülkeler ortası hukuku geliştirmede bu oyunlar hoş bir rol oynadı. Oynamaya da devam edecek” dedi.