MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.
Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Sudan’da açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu can çekişiyor ve gerisine takılan akbaba da onun vefatını bekliyor. bu biçimde bir fotoğraf var bilirsiniz. Bu fotoğrafı çeken kişi de işini bitirince oradan ayrılmıştı. Gerçekten bu olay insanlığın geldiği noktaya şaşırtıyor. Bu fotoğrafçı da vicdana azabına dayanamayıp intihar etmişti. Lakin o çocuğu nazarann bir Türk evladı olsaydı o çocuğu kurtarır, alır, yedirir, giydirir, akbabayı da vururdu.
Dünyada en zenginlerin çıkarı, global gelirin yüzde 75’ini oluşturuyor. Daima büyümenin, sonlu bir gezegenin ekolojik etraflarına çarpmadan nasıl devam edeceği merak konusudur.
Global ekonomik faaliyet tarihin hiç bir vaktinde bugünkü üzere artmadı ancak Batılı ülkeler büyümek için ekolojiyi önemsemediler. Adalatsizlik ve eşitsizliğin niçini bize bakılırsa malumdur ve açlığı tetikleyen emperyal güçlerdir. Dünyada 10 bireyden biri pak içme suyuna ulaşmaktan, her 6 çocuktan 2’si de okula gitmekten yoksundur. Ukrayna’da yaşananlar bize bu adaletsizliği tekrar göstermiştir.
Can çekişen insani pahaları hassas bir biçimde ele almak, iman sahibi her insanın bakılırsavi olmalıdır. İnsanların yürek burkan dramları sırtımızı çeviremeyeceğimiz bir şeydir. Lakin insan olmanın, özellikle Müslüman ve Türk olmanın feraseti çarpan kalplerde kapalıdır. Bizim vicdanımız kimsenin derisinin rengine, lisanına, milletine bakmamıştır.
Bugünkü hayat pahalılığı, ekonomik sorunlar, salgın… Hepsi bütün dünyanın yaşadığı problemlerdir. Enflasyon canavarının başının ezileceği en kısa vakitte mümkün olacaktır. Biliniz ki, her şeyin bir vakti vardır. Baki olanda da hayır olacaktır. Bir olacağız, bir arada hareket edeceğiz.
Bugün dünyanın her bir yanında yaşanan insanlık dramı malum. Bugün konutundan kopan ve öteki yerlerde hayat arayan mülteci sayısı dünyada 80 milyon olmuştur. Kültürel zenginliğimizi korumak en önemli nazaranvimizdir. Hudutlarımızdan mültecilerin girişini vicdani, insani olarak denetim etmeliyiz. Türkiye Suriyeli sığınmacılara kapısını sonuna kadar açmıştır. Zira Türk milleti her vakit mazlumların yanındadır. Türk milleti güzel gün değil makus gün dostu olan mükemmel bir beşeri akıldır. Türk demek, mazluma sığınak, garibana korunak, hakikate sadakat demektir. Türkiye, insan hakları diye övünen tüm ülkelere örnek olmuştur. Türk milleti, medeniyetler gökyüzünde sıcaklığıyla şan almış süheyl yıldızıdır. Kıskanan da kıskansın. Sistemsiz göç ve sığınmacı sıkıntısını stratejik akılla ve ulusal çıkarlarımıza uygun olarak tahlil edip çözmek zorundayız. Anadolu coğrafyasının nüfus yapısını, bu noktada doğacak tehditlerin objektif boyutunu düşünmek zorundayız. Biz Türk coğrafyasının her bir noktasına sorumluluk taşıyoruz. Bizden daha sonrakileri kuşkuya düşürecek, kaygılandıracak bir nüfus mürettebatı bırakmayız. Allah şahittir, Türklük ne bugün ne gelecekte öz yurdunda garip olmayacaktır. Bilakis bunu isteyen alçaklar vardır ki, biz onları hüsrana uğratacağız. Biz sistemsiz göç sıkıntısını duygusallıktan uzak, gerçekçi bir temelle çözmeye mecburuz ve buna muktediriz. Bugün sığınmacıları mazeret ederek provokasyon yapanlar devrededir. En küçük uyuşmazlığı büyütmeye çalışanlar vardır. Oyun risklidir.”
Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şu biçimde:
“Sudan’da açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu can çekişiyor ve gerisine takılan akbaba da onun vefatını bekliyor. bu biçimde bir fotoğraf var bilirsiniz. Bu fotoğrafı çeken kişi de işini bitirince oradan ayrılmıştı. Gerçekten bu olay insanlığın geldiği noktaya şaşırtıyor. Bu fotoğrafçı da vicdana azabına dayanamayıp intihar etmişti. Lakin o çocuğu nazarann bir Türk evladı olsaydı o çocuğu kurtarır, alır, yedirir, giydirir, akbabayı da vururdu.
Dünyada en zenginlerin çıkarı, global gelirin yüzde 75’ini oluşturuyor. Daima büyümenin, sonlu bir gezegenin ekolojik etraflarına çarpmadan nasıl devam edeceği merak konusudur.
Global ekonomik faaliyet tarihin hiç bir vaktinde bugünkü üzere artmadı ancak Batılı ülkeler büyümek için ekolojiyi önemsemediler. Adalatsizlik ve eşitsizliğin niçini bize bakılırsa malumdur ve açlığı tetikleyen emperyal güçlerdir. Dünyada 10 bireyden biri pak içme suyuna ulaşmaktan, her 6 çocuktan 2’si de okula gitmekten yoksundur. Ukrayna’da yaşananlar bize bu adaletsizliği tekrar göstermiştir.
Can çekişen insani pahaları hassas bir biçimde ele almak, iman sahibi her insanın bakılırsavi olmalıdır. İnsanların yürek burkan dramları sırtımızı çeviremeyeceğimiz bir şeydir. Lakin insan olmanın, özellikle Müslüman ve Türk olmanın feraseti çarpan kalplerde kapalıdır. Bizim vicdanımız kimsenin derisinin rengine, lisanına, milletine bakmamıştır.
Bugünkü hayat pahalılığı, ekonomik sorunlar, salgın… Hepsi bütün dünyanın yaşadığı problemlerdir. Enflasyon canavarının başının ezileceği en kısa vakitte mümkün olacaktır. Biliniz ki, her şeyin bir vakti vardır. Baki olanda da hayır olacaktır. Bir olacağız, bir arada hareket edeceğiz.
Bugün dünyanın her bir yanında yaşanan insanlık dramı malum. Bugün konutundan kopan ve öteki yerlerde hayat arayan mülteci sayısı dünyada 80 milyon olmuştur. Kültürel zenginliğimizi korumak en önemli nazaranvimizdir. Hudutlarımızdan mültecilerin girişini vicdani, insani olarak denetim etmeliyiz. Türkiye Suriyeli sığınmacılara kapısını sonuna kadar açmıştır. Zira Türk milleti her vakit mazlumların yanındadır. Türk milleti güzel gün değil makus gün dostu olan mükemmel bir beşeri akıldır. Türk demek, mazluma sığınak, garibana korunak, hakikate sadakat demektir. Türkiye, insan hakları diye övünen tüm ülkelere örnek olmuştur. Türk milleti, medeniyetler gökyüzünde sıcaklığıyla şan almış süheyl yıldızıdır. Kıskanan da kıskansın. Sistemsiz göç ve sığınmacı sıkıntısını stratejik akılla ve ulusal çıkarlarımıza uygun olarak tahlil edip çözmek zorundayız. Anadolu coğrafyasının nüfus yapısını, bu noktada doğacak tehditlerin objektif boyutunu düşünmek zorundayız. Biz Türk coğrafyasının her bir noktasına sorumluluk taşıyoruz. Bizden daha sonrakileri kuşkuya düşürecek, kaygılandıracak bir nüfus mürettebatı bırakmayız. Allah şahittir, Türklük ne bugün ne gelecekte öz yurdunda garip olmayacaktır. Bilakis bunu isteyen alçaklar vardır ki, biz onları hüsrana uğratacağız. Biz sistemsiz göç sıkıntısını duygusallıktan uzak, gerçekçi bir temelle çözmeye mecburuz ve buna muktediriz. Bugün sığınmacıları mazeret ederek provokasyon yapanlar devrededir. En küçük uyuşmazlığı büyütmeye çalışanlar vardır. Oyun risklidir.”