DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Hasret Gürses’in YouTube kanalında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birfazlaca sefer bir dahalediği “Yüksek enflasyon şu anda global bir sorun ve biz de sonuna kadar gayret edeceğiz” açıklamasına reaksiyon gösteren DEVA başkanı “Dövizi tüket, kuru ve enflasyonu patlat, daha sonrasında da ‘Tim oluşturdum da enflasyonla gayret edeceğim’ de. Silk evvel kendinle uğraş et. Kendi zihninle çaba et” diye konuştu.
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Çok korktukları ve büyük dikkatle takip ettikleri DEVA Partisi’ni basitlaştırmak ve ‘Öyle bir yasa çıkarttık ki canlarına okuduk. DEVA Partisi’nin işi bitti’ havasını oluşturmak için ruhsal operasyon yapmaya başladılar. Bizi büyük bir rakip olarak görüyorlar. AK Parti ve Tayyip Erdoğan, en yakından bizi izliyor. Zira fazlaca uygun biliyorlar ki ülkenin başarılı olduğu vakitte muvaffakiyetlerin altındaki imza bana ve arkadaşlarıma ilişkin.
‘AK PARTİ’NİN BARAJI GEÇECEĞİNİN GARANTİSİ VAR MI?’
AK Parti’nin barajı geçeceğinin garantisi var mı? ‘Biz garanti baraj üstüyüz’ diyebiliyorlar mı? Cumhur İttifakı’nın yüzde 80, yüzde 90 oy aldığı ilçelere bilhassa gidiyorum. Esnafla, kahvehanedeki beşerlerle oturup sohbet ediyorum. Alanda o denli bir tablo yok.
Bir siyasi parti, bir tane bakanlık için kurulmaz. Biz Türkiye idaresinin tümüne talibiz. Türkiye idaresini adaletiyle, hukukuyla, eğitimiyle, dış siyasetiyle, iktisadıyla, her şeyiyle bir daha tasarlamak ve oluşturmak üzere yola çıktık.
Sayın Erdoğan ‘Muhalefetin adayı yok, adayınızı açıklayın’ diyor. Ben kendisinden çabucak hemen duymadım. Kendisi aday mı, değil mi? Çıksın söylesin.
‘DÜNYANIN YILDIZI BİR ÜLKENİN YÖNETİCİSİ OLMAKTAN ASLA UTANÇ DUYMAM’
2002’de idaresi 3500 dolarlık ulusal gelirle devralıp bunu 12 bin 500 dolara çıkaran bir iktisat idaresi var. Onun başında da ben varım. Kim ne derse desin, gurur duyarım. Dünyanın yıldızı bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşımanın epeyce kıymetli olduğu bir periyodun yöneticisi olmaktan ve o periyoda katkı vermekten onur duyarım. Asla utanç duymam.
‘İLİŞKİYİ BOZUP PARAYA MUHTAÇ OLUNCA İSRAİL’İN PEŞİNDE KOŞAN SENSİN’
Merkez Bankası’nın döviz rezervini tüketince 3 kuruş oradan, 5 kuruş buradan para bulayım diye kıvranıyor. Allah kimseyi bu iktidarın durumuna düşürmesin. İsrail’le alakaları 2009’da bozmadılar mı? daha sonrasında esti gürledi. Geçen gün de çıkmış, ‘Filistin davası için İsrail’le yeterli münasebetler epeyce önemlidir’ diyor. bu biçimde Filistin davasına 13 yıldır en büyük ziyanı sen verdin. Bağlantıyı bozan da paraya muhtaç olunca İsrail’in peşinde koşan da sensin.
‘SEN EVVEL KENDİNLE GAYRET ET’
Kriz ortamının çözülmesini 6 ay olarak görüyoruz. 2008-2009 krizinde Yunanistan’ın battığı, İtalya’nın, İspanya’nın, İrlanda’nın iflasın eşiğine geldiği periyotta biz o krizi 6 ayda çözdük.
Dövizi tüket, kuru ve enflasyonu patlat, daha sonrasında da ‘Tim oluşturdum da enflasyonla çaba edeceğim’ de. Silk evvel kendinle gayret et. Kendi zihninle uğraş et.
‘KUR FARKINI NEREDEN ÖDEYECEKSİN, PARA YOK!’
Devlet ‘Kur farkını ödeyeceğim’ diyor. Nereden ödüyor? Hazine’de para yok. Bankalara özel tertip kâğıt verecekler. Bankalar da gidip onu Merkez Bankası’nda parayla değiştirecek. Merkez Bankası o parayı nereden bulacak? Basacak. Onun için enflasyona sebep olacak. Bunlar ağızlarıyla kuş tutsalar enflasyonu asla düşüremezler. Onu biz düşüreceğiz. O, bizim işimiz.
‘KENDİNE HAS İKTİSAT SİYASETİ SETİMİZ VAR’
Ekonomi siyasetimiz DEVA İktisadı. Kendine has bir iktisat siyaseti setimiz var. Özgür rekabetle vatandaşlarımıza daha uygun hizmet ve eseri daha uygun fiyata sağlayabileceğimizi biliyoruz. Şirketler daha iyiyi daha ucuza üretmek için yarışsın. Ayrıyeten toplumsal tasalarımız epey kuvvetli. Parti programımızı daha evvel toplumsal demokrat bir partide genel başkanlık yapan birisine göndermiştim. Bana ‘Tam bir toplumsal demokrat program olmuş’ dedi. Toplumsal adaleti sağlamak için toplumsal dayanak ve toplumsal yardım sistemlerini tam çalışması gerektiğini düşünüyoruz.
‘TELEKOM’DA ÖZELLEŞTİRİLEN İŞLETME HAKKI’
Devlet, Telekom’un yalnızca yüzde 55’i için 6 milyar 550 milyon dolarlık nakit tahsilat yapmıştır. Paranın tamamı yurt haricinden gelmiştir. Özelleştirilen, bir işletme hakkıdır. Telekom’un bütün gayrimenkulleri, altyapısı devlete aittir. Neyi sattık ya? Olan şey, yalnızca işletme hakkının belirli bir süre için kullandırılmasıdır. daha sonradan yanlış yönetilmesi başka problem.
‘HANGİ KRİTERLERE NAZARAN VATANDAŞLIK VERİYORSUN?’
Özellikle Suriyelilerle alakalı olarak geri dönüş perspektifinin korunması değerli bir husus. Şayet ’Suriye’den gelenlere ‘onlardan oy garanti’ diye vatandaşlık veriyorlarsa, ülkeye fazlaca büyük ziyan. ‘Vatandaşlık sırası bugün yarın bana gelecek’ diyen bir Suriyeli geri döner mi? Bir de gösteri yapıyorlar, ‘Bayram için Suriye’ye gidenleri geri almayalım’. Ya onu bırak, sen onlara niçin vatandaşlık veriyorsun? Onu anlat. Hangi kritere göre, kime, niçin veriyorsun? Ülkenin menfaati ne? Bundan ülkenin menfaati de olabilir lakin çıkıp açıklamaları lazım. Sıkıntı Tayyip Erdoğan’ın şahsî oy tasasıysa, bu ülkeye hayli büyük ziyan veriyorlar.
‘SİYASETE GİRMEK İNSANLIKTAN ÇIKMAK DEMEK DEĞİL’
Bütüncül bakmak zorundayız. İnsani perspektifimizi göz gerisi edemeyiz. Siyasete girmek insanlıktan çıkmak demek değildir. Kimileri siyasete girince insanlıktan çıkabileceğini düşünüyor. Biz onu yapamayız.
Biz evvel Suriye’de istikrarı sağlayacağız. Burada yaşayan insanların doğdukları topraklara dönüşüyle ilgili bir yönlendirme, teşvik, takviye yapacağız. Lakin zorlama yok. Kim çıkıp ‘Ben zorla bunları kollarından tutup hudut dışına atacağım’ diyorsa, o palavra söylüyordur. Kimse inanmasın.”
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
“Çok korktukları ve büyük dikkatle takip ettikleri DEVA Partisi’ni basitlaştırmak ve ‘Öyle bir yasa çıkarttık ki canlarına okuduk. DEVA Partisi’nin işi bitti’ havasını oluşturmak için ruhsal operasyon yapmaya başladılar. Bizi büyük bir rakip olarak görüyorlar. AK Parti ve Tayyip Erdoğan, en yakından bizi izliyor. Zira fazlaca uygun biliyorlar ki ülkenin başarılı olduğu vakitte muvaffakiyetlerin altındaki imza bana ve arkadaşlarıma ilişkin.
‘AK PARTİ’NİN BARAJI GEÇECEĞİNİN GARANTİSİ VAR MI?’
AK Parti’nin barajı geçeceğinin garantisi var mı? ‘Biz garanti baraj üstüyüz’ diyebiliyorlar mı? Cumhur İttifakı’nın yüzde 80, yüzde 90 oy aldığı ilçelere bilhassa gidiyorum. Esnafla, kahvehanedeki beşerlerle oturup sohbet ediyorum. Alanda o denli bir tablo yok.
Bir siyasi parti, bir tane bakanlık için kurulmaz. Biz Türkiye idaresinin tümüne talibiz. Türkiye idaresini adaletiyle, hukukuyla, eğitimiyle, dış siyasetiyle, iktisadıyla, her şeyiyle bir daha tasarlamak ve oluşturmak üzere yola çıktık.
Sayın Erdoğan ‘Muhalefetin adayı yok, adayınızı açıklayın’ diyor. Ben kendisinden çabucak hemen duymadım. Kendisi aday mı, değil mi? Çıksın söylesin.
‘DÜNYANIN YILDIZI BİR ÜLKENİN YÖNETİCİSİ OLMAKTAN ASLA UTANÇ DUYMAM’
2002’de idaresi 3500 dolarlık ulusal gelirle devralıp bunu 12 bin 500 dolara çıkaran bir iktisat idaresi var. Onun başında da ben varım. Kim ne derse desin, gurur duyarım. Dünyanın yıldızı bir ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşımanın epeyce kıymetli olduğu bir periyodun yöneticisi olmaktan ve o periyoda katkı vermekten onur duyarım. Asla utanç duymam.
‘İLİŞKİYİ BOZUP PARAYA MUHTAÇ OLUNCA İSRAİL’İN PEŞİNDE KOŞAN SENSİN’
Merkez Bankası’nın döviz rezervini tüketince 3 kuruş oradan, 5 kuruş buradan para bulayım diye kıvranıyor. Allah kimseyi bu iktidarın durumuna düşürmesin. İsrail’le alakaları 2009’da bozmadılar mı? daha sonrasında esti gürledi. Geçen gün de çıkmış, ‘Filistin davası için İsrail’le yeterli münasebetler epeyce önemlidir’ diyor. bu biçimde Filistin davasına 13 yıldır en büyük ziyanı sen verdin. Bağlantıyı bozan da paraya muhtaç olunca İsrail’in peşinde koşan da sensin.
‘SEN EVVEL KENDİNLE GAYRET ET’
Kriz ortamının çözülmesini 6 ay olarak görüyoruz. 2008-2009 krizinde Yunanistan’ın battığı, İtalya’nın, İspanya’nın, İrlanda’nın iflasın eşiğine geldiği periyotta biz o krizi 6 ayda çözdük.
Dövizi tüket, kuru ve enflasyonu patlat, daha sonrasında da ‘Tim oluşturdum da enflasyonla çaba edeceğim’ de. Silk evvel kendinle gayret et. Kendi zihninle uğraş et.
‘KUR FARKINI NEREDEN ÖDEYECEKSİN, PARA YOK!’
Devlet ‘Kur farkını ödeyeceğim’ diyor. Nereden ödüyor? Hazine’de para yok. Bankalara özel tertip kâğıt verecekler. Bankalar da gidip onu Merkez Bankası’nda parayla değiştirecek. Merkez Bankası o parayı nereden bulacak? Basacak. Onun için enflasyona sebep olacak. Bunlar ağızlarıyla kuş tutsalar enflasyonu asla düşüremezler. Onu biz düşüreceğiz. O, bizim işimiz.
‘KENDİNE HAS İKTİSAT SİYASETİ SETİMİZ VAR’
Ekonomi siyasetimiz DEVA İktisadı. Kendine has bir iktisat siyaseti setimiz var. Özgür rekabetle vatandaşlarımıza daha uygun hizmet ve eseri daha uygun fiyata sağlayabileceğimizi biliyoruz. Şirketler daha iyiyi daha ucuza üretmek için yarışsın. Ayrıyeten toplumsal tasalarımız epey kuvvetli. Parti programımızı daha evvel toplumsal demokrat bir partide genel başkanlık yapan birisine göndermiştim. Bana ‘Tam bir toplumsal demokrat program olmuş’ dedi. Toplumsal adaleti sağlamak için toplumsal dayanak ve toplumsal yardım sistemlerini tam çalışması gerektiğini düşünüyoruz.
‘TELEKOM’DA ÖZELLEŞTİRİLEN İŞLETME HAKKI’
Devlet, Telekom’un yalnızca yüzde 55’i için 6 milyar 550 milyon dolarlık nakit tahsilat yapmıştır. Paranın tamamı yurt haricinden gelmiştir. Özelleştirilen, bir işletme hakkıdır. Telekom’un bütün gayrimenkulleri, altyapısı devlete aittir. Neyi sattık ya? Olan şey, yalnızca işletme hakkının belirli bir süre için kullandırılmasıdır. daha sonradan yanlış yönetilmesi başka problem.
‘HANGİ KRİTERLERE NAZARAN VATANDAŞLIK VERİYORSUN?’
Özellikle Suriyelilerle alakalı olarak geri dönüş perspektifinin korunması değerli bir husus. Şayet ’Suriye’den gelenlere ‘onlardan oy garanti’ diye vatandaşlık veriyorlarsa, ülkeye fazlaca büyük ziyan. ‘Vatandaşlık sırası bugün yarın bana gelecek’ diyen bir Suriyeli geri döner mi? Bir de gösteri yapıyorlar, ‘Bayram için Suriye’ye gidenleri geri almayalım’. Ya onu bırak, sen onlara niçin vatandaşlık veriyorsun? Onu anlat. Hangi kritere göre, kime, niçin veriyorsun? Ülkenin menfaati ne? Bundan ülkenin menfaati de olabilir lakin çıkıp açıklamaları lazım. Sıkıntı Tayyip Erdoğan’ın şahsî oy tasasıysa, bu ülkeye hayli büyük ziyan veriyorlar.
‘SİYASETE GİRMEK İNSANLIKTAN ÇIKMAK DEMEK DEĞİL’
Bütüncül bakmak zorundayız. İnsani perspektifimizi göz gerisi edemeyiz. Siyasete girmek insanlıktan çıkmak demek değildir. Kimileri siyasete girince insanlıktan çıkabileceğini düşünüyor. Biz onu yapamayız.
Biz evvel Suriye’de istikrarı sağlayacağız. Burada yaşayan insanların doğdukları topraklara dönüşüyle ilgili bir yönlendirme, teşvik, takviye yapacağız. Lakin zorlama yok. Kim çıkıp ‘Ben zorla bunları kollarından tutup hudut dışına atacağım’ diyorsa, o palavra söylüyordur. Kimse inanmasın.”