Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi, 1555 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala hakkında Strasbourg’da toplanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kavala sonucuyla ilgili ihlal prosedürü başlatma konusunda yeni bir oylama yapacak.
TARİHE GEÇECEK
DW Türkçe’den Kayhan Karaca’nın haberine nazaran, Bakanlar Komitesinde kâfi çoğunluk sağlanması halinde Osman Kavala evrakıyla ilgili ihlal prosedürü resmen başlatılmış olacak. Bu prosedür Türkiye’ye karşı birinci, Avrupa Kurulu tarihinde de ikinci ihlal prosedürü olarak tarihe geçecek. Daha evvel misal bir prosedür yalnızca Azerbaycan’a karşı bir davada gündeme gelmişti.
AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi olan Komite, 2 Aralık 2021 tarihinde düzenlediği görüşmede, Strasbourg Mahkemesinin Mayıs 2020’de katılaşan Kavala sonucunı nasıl uygulayacağı konusunda görüş belirtmesi için Ankara’ya 19 Ocak 2022 tarihine kadar müddet vermiş, mevzuyu 2 Şubat 2022 tarihindeki görüşmede bir daha ele alacağını bildirmişti.
ANKARA NE DEDİ?
Ankara 19 Ocak’ta Strasbourg’a ilettiği dokümanda, daha evvel olduğu üzere, “Türkiye AİHM’nin ihlal sonucunı Kavala’yı hür bırakarak tüm neticeleriyla ortadan kaldırmıştır, Kavala şu anda diğer hatalardan tutukludur” bildirisi verildi.
Ankara’nın bildirisinde, “Kavala’nın AİHM’de ihlal sonucuna niye olan tutukluluk sürecinin 18 Şubat 2020 tarihinde sonlandığı, şu an Türk Ceza Kanunu’nun siyasal ve askeri casuslukla ilgili 328’inci hususu temelinde öteki bir dava kapsamında tutuklu olduğu” kaydedildi.
İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihindeki duruşmada, Seyahat Davası olarak bilinen belgede oy birliği ile Osman Kavala’nın beraatine karar vermiş, lakin Kavala hakkında, tıpkı gün Silivri Cezaevi’nden çıkmadan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha evvel re’sen tahliye sonucu verilen bir soruşturma kapsamında gözaltı sonucu vermiş ve Kavala 19 Şubat’ta bir daha tutuklanmıştı.
Kavala’nın da yargılandığı davada 17 Ocak 2022 tarihinde düzenlenen son duruşmada, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy oldukçaluğu ile karar verilmiş, bir daha sonraki duruşmanın 21 Şubat 2022’de düzenleneceği açıklanmıştı.
NE OLMUŞTU?
AİHM sonucunda Kavala’nın “bir hata işlediğine dair makul kuşku olmadığı”, Kavala hakkında “Anayasa Mahkemesi’nin hızlı bir yargı kontrolü gerçekleştirmediği”, Kavala’nın özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın “suç işlediğine dair makul kuşku niçiniyle yetkili bir isimli makam önüne çıkarılma hedefinden öbür bir emel ile uygulandığı” ve bu durumun “insan hakları savunucularının çalışmaları üzerinde caydırıcı tesire sahip olduğu” kararına varılmıştı.
AİHM bu sonuçlardan yola çıkarak, 1’e karşı 6 oyla, “Kavala’nın tutukluluğunun bitmiş oldurilmesi ve bir an evvel özgür bırakılması için Türk hükümeti tarafınca tüm tedbirlerin alınması gerektiğine” hükmetmişti. AİHM’nin bu sonucuna Ankara’nın yaptığı itiraz kabul edilmemişti.
Kavala bu karar kapsamında tahliye edilmediği için Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi AİHM sonucunı “yerine getirilmemiş” olarak kıymetlendiriyor. Komite, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Kararların Bağlayıcılığı ve İnfazı”yla ilgili 46’ncı unsurunun kendisine verdiği yetkiye dayanarak, Avrupa Kurulu üyesi 47 ülkenin en az 3’te 2’sinin oylarıyla, Ankara’nın bu unsurda öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmediği sıkıntısını AİHM’ye intikal yetkisine sahip.
Bakanlar Komitesi’nde 2 Aralık 2021’de yapılan oylamada 47 ülkeden 35’i Kavala belgesinin AİHM’ye intikal ettirilmesi doğrultusunda oy kullanmıştı.
AİHM, Kavala hakkındaki sonucunın yerine getirilmediği tespitinde bulunursa, davalı devlete karşı alınacak mümkün tedbirleri değerlendirmesi için davayı bir daha Bakanlar Komitesine gönderecek. AİHM kulislerinde bu sürecin en az altı ay alacağı söyleniyor.
TARİHE GEÇECEK
DW Türkçe’den Kayhan Karaca’nın haberine nazaran, Bakanlar Komitesinde kâfi çoğunluk sağlanması halinde Osman Kavala evrakıyla ilgili ihlal prosedürü resmen başlatılmış olacak. Bu prosedür Türkiye’ye karşı birinci, Avrupa Kurulu tarihinde de ikinci ihlal prosedürü olarak tarihe geçecek. Daha evvel misal bir prosedür yalnızca Azerbaycan’a karşı bir davada gündeme gelmişti.
AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi olan Komite, 2 Aralık 2021 tarihinde düzenlediği görüşmede, Strasbourg Mahkemesinin Mayıs 2020’de katılaşan Kavala sonucunı nasıl uygulayacağı konusunda görüş belirtmesi için Ankara’ya 19 Ocak 2022 tarihine kadar müddet vermiş, mevzuyu 2 Şubat 2022 tarihindeki görüşmede bir daha ele alacağını bildirmişti.
ANKARA NE DEDİ?
Ankara 19 Ocak’ta Strasbourg’a ilettiği dokümanda, daha evvel olduğu üzere, “Türkiye AİHM’nin ihlal sonucunı Kavala’yı hür bırakarak tüm neticeleriyla ortadan kaldırmıştır, Kavala şu anda diğer hatalardan tutukludur” bildirisi verildi.
Ankara’nın bildirisinde, “Kavala’nın AİHM’de ihlal sonucuna niye olan tutukluluk sürecinin 18 Şubat 2020 tarihinde sonlandığı, şu an Türk Ceza Kanunu’nun siyasal ve askeri casuslukla ilgili 328’inci hususu temelinde öteki bir dava kapsamında tutuklu olduğu” kaydedildi.
İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihindeki duruşmada, Seyahat Davası olarak bilinen belgede oy birliği ile Osman Kavala’nın beraatine karar vermiş, lakin Kavala hakkında, tıpkı gün Silivri Cezaevi’nden çıkmadan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha evvel re’sen tahliye sonucu verilen bir soruşturma kapsamında gözaltı sonucu vermiş ve Kavala 19 Şubat’ta bir daha tutuklanmıştı.
Kavala’nın da yargılandığı davada 17 Ocak 2022 tarihinde düzenlenen son duruşmada, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy oldukçaluğu ile karar verilmiş, bir daha sonraki duruşmanın 21 Şubat 2022’de düzenleneceği açıklanmıştı.
NE OLMUŞTU?
AİHM sonucunda Kavala’nın “bir hata işlediğine dair makul kuşku olmadığı”, Kavala hakkında “Anayasa Mahkemesi’nin hızlı bir yargı kontrolü gerçekleştirmediği”, Kavala’nın özgürlüğüne getirilen kısıtlamanın “suç işlediğine dair makul kuşku niçiniyle yetkili bir isimli makam önüne çıkarılma hedefinden öbür bir emel ile uygulandığı” ve bu durumun “insan hakları savunucularının çalışmaları üzerinde caydırıcı tesire sahip olduğu” kararına varılmıştı.
AİHM bu sonuçlardan yola çıkarak, 1’e karşı 6 oyla, “Kavala’nın tutukluluğunun bitmiş oldurilmesi ve bir an evvel özgür bırakılması için Türk hükümeti tarafınca tüm tedbirlerin alınması gerektiğine” hükmetmişti. AİHM’nin bu sonucuna Ankara’nın yaptığı itiraz kabul edilmemişti.
Kavala bu karar kapsamında tahliye edilmediği için Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi AİHM sonucunı “yerine getirilmemiş” olarak kıymetlendiriyor. Komite, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Kararların Bağlayıcılığı ve İnfazı”yla ilgili 46’ncı unsurunun kendisine verdiği yetkiye dayanarak, Avrupa Kurulu üyesi 47 ülkenin en az 3’te 2’sinin oylarıyla, Ankara’nın bu unsurda öngörülen yükümlülüğünü yerine getirmediği sıkıntısını AİHM’ye intikal yetkisine sahip.
Bakanlar Komitesi’nde 2 Aralık 2021’de yapılan oylamada 47 ülkeden 35’i Kavala belgesinin AİHM’ye intikal ettirilmesi doğrultusunda oy kullanmıştı.
AİHM, Kavala hakkındaki sonucunın yerine getirilmediği tespitinde bulunursa, davalı devlete karşı alınacak mümkün tedbirleri değerlendirmesi için davayı bir daha Bakanlar Komitesine gönderecek. AİHM kulislerinde bu sürecin en az altı ay alacağı söyleniyor.