Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Rusya-Ukrayna krizine dair konuştu.
Toplumsal medya hesabı aracılığıyla açıklamalarda bulunan Davutoğlu, iktidara Rusya-Ukrayna krizine dair 12 unsurluk tahlil önerisi tavsiyesinde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği işgal hareketini kınadığını açıklayan Davutoğlu, işgal hakkında”2. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da güvenlik açısından en riskli periyodun başlangıcı” değerlendirmesinde bulunarak şunları söylemiş oldu:
”İŞGALİ KINIYORUZ”
”Rusya’nın Memleketler arası Hukuka, BM kararlarına ve bütün ilgili evraklara alışılmamış olan bu işgalini kınıyoruz ve muhakkak kabul etmiyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya fiili askeri müdahalede bulunması, 2. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da güvenlik ve istikrar ortamı açısından en riskli devrin başlaması manasına gelmektedir.
Bu soğuk savaş periyodunda dahi süren Helsinki sürecinin ve AGİT sürecinin de tesirini fiilen kaybetmesi kararınu doğurabilir. Türkiye, Ukrayna’nın ve Rusya’nın direkt komşusu olarak bu durumdan en çok etkilenecek ülkelerin başında gelmektedir.
KRİZ MASASI KURULMALI
Ankara’da hem askeri birebir vakitte diplomatik olarak bir kriz masası kurulmalıdır. Krizin bu biçimdesine tırmandığı bir devirde Cumhurbaşkanı’nın Afrika seyahati yapmış olması, seyahati yarıda kesmiş olsa bile, kriz konusunda öngörülemez tavrın bir yansımasıdır.
Şu andan itibaren Ankara’da Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve İstihbarat ünitelerinin bir ortaya gelmesinden oluşacak kriz masasıyla gelişmeler anlık olarak takip edilmeli ve atılması gereken adımlar derhal atmalıdır.
Türkiye bu kriz konusunda ilkesel tavrını ortaya koymalıdır. Montrö ve Minsk mutabakatları başta olmak üzere memleketler arası taahhütlere ve ulusal hudutların değişmezliği prensibine herkes hürmet göstermeli ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunmalıdır.
ATEŞKES SAĞLANMASI İÇİN TEMASLARDA BULUNULMALI
Türkiye ivedilikle ateşkes sağlanması için hem taraflar nezdinde tıpkı vakitte NATO ve BM Güvenlik Kurulu nezdinde temaslarda bulunmalıdır. Türkiye Montrö muahedesinin getirdiği kaidelere bütün bilgileriyla uyacağını ilan ederek hem Kiev’de hem Moskova’da bu mutabakatla ilgili konuları lisana getirmeli ve bir çatışmada direkt boğazları ilgilendirecek biçimde taraf olmasının önüne geçmelidir.
Türkiye Karadeniz bölgesindeki bütün ülkelerle olabilecek gelişmeler konusunda ikili istişareleri derhal başlatmalıdır. Maalesef son devirde Ukrayna- Rusya krizi çerçevesinde NATO’da başkanlar seviyesinde sürdürülen istişarenin haricinde kalmış olan Türkiye NATO’nun ortasındaki ihtimaliyet planlarını takip etme bahtını değerli ölçüde kaybetmiştir.
TÜRKİYE, NATO-RUSYA KRİZİNİ ÖNLEMELİ’
Türkiye, NATO ortasındaki bütün istişarelerde yer alarak Ukrayna-Rusya krizinin Ukrayna-Rusya krizi olmaktan çıkıp, NATO-Rusya krizi olmasını engelleyici bir tavır takınmalıdır. Türkiye, krizin düzeyi yükselerek NATO-Rusya krizi haline gelmesi ihtimalini de göz önünde bulundurarak alternatif planlamalar içine girmeli ve krizin bu kademeye geçmesini engelleyecek biçimde adımlar atmalıdır.
TAHLİYE İÇİN GEREKEN ADIMLAR ATILMALI
Bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek Tatar soydaşlarımız konusunda taraflar nezdinde temaslarda bulunarak Kırım’daki fazlaca büyük acılar çekmiş Tatar soydaşlarımızın bir sefer daha acı yaşamasının önüne geçecek adımlar atılmalıdır. Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, başta siyasi partiler olmak üzere toplumu, ilgili bütün kurumları şeffaf bir biçimde bilgilendirmeli, her türlü senaryoya hepimizin hazırlıklı olmasını sağlamalıdır. Gerekirse TBMM toplanarak gelişmeleri değerlendirmelidir. Türkiye, güçten tarıma bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek bütün alanlara ait hazırlıklarını yapmalıdır.
Başta Kharkiv olmak üzere Ukrayna’da bulunan vatandaşlarımızın tahliyesi için gereken adımlar acilen atılmalıdır.”
Toplumsal medya hesabı aracılığıyla açıklamalarda bulunan Davutoğlu, iktidara Rusya-Ukrayna krizine dair 12 unsurluk tahlil önerisi tavsiyesinde bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği işgal hareketini kınadığını açıklayan Davutoğlu, işgal hakkında”2. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da güvenlik açısından en riskli periyodun başlangıcı” değerlendirmesinde bulunarak şunları söylemiş oldu:
”İŞGALİ KINIYORUZ”
”Rusya’nın Memleketler arası Hukuka, BM kararlarına ve bütün ilgili evraklara alışılmamış olan bu işgalini kınıyoruz ve muhakkak kabul etmiyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya fiili askeri müdahalede bulunması, 2. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da güvenlik ve istikrar ortamı açısından en riskli devrin başlaması manasına gelmektedir.
Bu soğuk savaş periyodunda dahi süren Helsinki sürecinin ve AGİT sürecinin de tesirini fiilen kaybetmesi kararınu doğurabilir. Türkiye, Ukrayna’nın ve Rusya’nın direkt komşusu olarak bu durumdan en çok etkilenecek ülkelerin başında gelmektedir.
KRİZ MASASI KURULMALI
Ankara’da hem askeri birebir vakitte diplomatik olarak bir kriz masası kurulmalıdır. Krizin bu biçimdesine tırmandığı bir devirde Cumhurbaşkanı’nın Afrika seyahati yapmış olması, seyahati yarıda kesmiş olsa bile, kriz konusunda öngörülemez tavrın bir yansımasıdır.
Şu andan itibaren Ankara’da Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve İstihbarat ünitelerinin bir ortaya gelmesinden oluşacak kriz masasıyla gelişmeler anlık olarak takip edilmeli ve atılması gereken adımlar derhal atmalıdır.
Türkiye bu kriz konusunda ilkesel tavrını ortaya koymalıdır. Montrö ve Minsk mutabakatları başta olmak üzere memleketler arası taahhütlere ve ulusal hudutların değişmezliği prensibine herkes hürmet göstermeli ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunmalıdır.
ATEŞKES SAĞLANMASI İÇİN TEMASLARDA BULUNULMALI
Türkiye ivedilikle ateşkes sağlanması için hem taraflar nezdinde tıpkı vakitte NATO ve BM Güvenlik Kurulu nezdinde temaslarda bulunmalıdır. Türkiye Montrö muahedesinin getirdiği kaidelere bütün bilgileriyla uyacağını ilan ederek hem Kiev’de hem Moskova’da bu mutabakatla ilgili konuları lisana getirmeli ve bir çatışmada direkt boğazları ilgilendirecek biçimde taraf olmasının önüne geçmelidir.
Türkiye Karadeniz bölgesindeki bütün ülkelerle olabilecek gelişmeler konusunda ikili istişareleri derhal başlatmalıdır. Maalesef son devirde Ukrayna- Rusya krizi çerçevesinde NATO’da başkanlar seviyesinde sürdürülen istişarenin haricinde kalmış olan Türkiye NATO’nun ortasındaki ihtimaliyet planlarını takip etme bahtını değerli ölçüde kaybetmiştir.
TÜRKİYE, NATO-RUSYA KRİZİNİ ÖNLEMELİ’
Türkiye, NATO ortasındaki bütün istişarelerde yer alarak Ukrayna-Rusya krizinin Ukrayna-Rusya krizi olmaktan çıkıp, NATO-Rusya krizi olmasını engelleyici bir tavır takınmalıdır. Türkiye, krizin düzeyi yükselerek NATO-Rusya krizi haline gelmesi ihtimalini de göz önünde bulundurarak alternatif planlamalar içine girmeli ve krizin bu kademeye geçmesini engelleyecek biçimde adımlar atmalıdır.
TAHLİYE İÇİN GEREKEN ADIMLAR ATILMALI
Bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek Tatar soydaşlarımız konusunda taraflar nezdinde temaslarda bulunarak Kırım’daki fazlaca büyük acılar çekmiş Tatar soydaşlarımızın bir sefer daha acı yaşamasının önüne geçecek adımlar atılmalıdır. Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, başta siyasi partiler olmak üzere toplumu, ilgili bütün kurumları şeffaf bir biçimde bilgilendirmeli, her türlü senaryoya hepimizin hazırlıklı olmasını sağlamalıdır. Gerekirse TBMM toplanarak gelişmeleri değerlendirmelidir. Türkiye, güçten tarıma bu gelişmelerden olumsuz etkilenebilecek bütün alanlara ait hazırlıklarını yapmalıdır.
Başta Kharkiv olmak üzere Ukrayna’da bulunan vatandaşlarımızın tahliyesi için gereken adımlar acilen atılmalıdır.”